?>

Öğretmenin karnesi

Kudbettin Çelik

8 saat önce

2024- 2025 eğitim öğretim yılı birinci dönemi 17 Ocak 2025 tarihinde 18 milyon öğrencinin karnelerini almasıyla yarıyıl tatiline girmiş olacak. Yoğun bir sürecin ardında kısa bir dinlenme süresine girecek öğrenci ve öğretmenlerin en çok dinlenmeye haklarının olduğunu düşünüyorum.
Bir dönem boyunca yaptığı çalışmaların emeğini gururla taşıyacak öğrencilerin yanısıra zamanını verimli kullanmayan ve neticede olumsuz karne notlarıyla karşılaşacak öğrencilerin yüzünde hüzün hakim olacak.
Zira yazın yanmayan kışın ısınamaz.
Öğrenciler için hal böyleyken öğretmenlerin ahvali nedir?
Tarihten günümüze bir çok alanda bir çok meslek ortaya çıkmıştır. O günden bugüne ve gelecekte de insanın sürekli ihtiyac duyacağı meslek öğretmenliktir. Kapsamı, içeriği, görev tanımı değişse de yol gösterici olarak öğretmenlik mesleği sürekli varlığını devam ettireceğini düşünüyorum.
Her toplumda kutsal anlamlar atfedilen ve saygı duyulan öğretmenlik mesleği günümüzde her ne kadar değerini korusa da hak ettiğinin karşılığını alamıyor. Sistemin dayattığı iş yükü, sorumluluk alanın fazlalığı, maruz kaldığı bilinçsiz velilerin tepkileri, sorumsuz öğrencilerin davranışları ve ekonomik, sosyal, psikolojik koşullar giderek öğretmeni tüketim sendromuna maruz bırakıyor.
İstekleri, ihtiyaçları, ilgi ve yetenekleri, aile kültürleri birbirinden çok farklı olan bu kadar öğrenciyi aynı alanda eğitmek, yetiştirmek, yönetmek büyük bir maharet ister. Bu da ancak işini layıkıyla yapan fedakâr ve kahraman öğretmenlerin emeğiyle mümkündür.
Her ailenin sınıfta kendi çocuğunu biricikliğini istemesi, her öğrencinin kendini sınıfın efsanesi zannetmesi ve bu sürecin sorunsuz sürdürülmesi ancak ve ancak toplumun mimarisi, rehberi öğretmenin becerisiyle başarıya ulaşılır.
Kazanımların zamanında yetiştirilmesi, sınıf defterlerinin doldurulması, zümrelerin yapılması, şube öğretmenler kurulunun düzenlenmesi, öğretmenler toplantısında fikirlerin beyan edilmesi, onlarca kurul ve komisyonda görev alması, okulun, sınıfların temiz tutulmasında başrol oynaması, istenilen onlarca evrak ve belgelerin doldurulup idareye teslim edilmesi, bunların üstüne nöbet tutulması, yetmedi sınavların hazırlanıp okunması ve e okula işlenmesi, yetmedi tüm davranış notlarının, karne görüşlerinin, öğrencilerin okuduğu kitaplara girilmesi ve yine tüm bunlar için ölçek hazırlanıp idareye sunulması, bunların hepsinin dışında gönüllü olarak öğrencileri ekstradan belli alandalarda yetiştirilmesi, yeri geldiğinde sobayı yakması, okulu temizlemesi, boya badana yapması, okulun ihtiyaçlarını gidermesi, sıra, masayı tamir etmesi, öğrenciye maddi manevi destek vermesi ve sayamadığım daha nice işleri bir arada yürütmesi bir öğretmenin değerinin anlaşılması için kafidir.
Elbette öğretmenin değeri sadece bu sebeplere bağlı değildir. Her şeyden önce hayattaki en büyük değerimiz, yavrularımızın yetiştirilmesinde, toplumun ve ülkemizin gelişiminde, yarınlarımızın inşasında en büyük pay kuşkusuz öğretmenlerindir.
Her alanda gelişmiş, uygar ve muferreh bir toplum istiyorsak eğer, ilk başta aileler olarak bizler, sonra toplum ve tüm ülke olarak öğretmenlere sahip çıkmalıyız ve hak ettikleri değeri vermeliyiz.
Bu anlamda ülkemin bir çok yerinde şikayet etmeden, bahaneler üretmeden, imkansız koşullarda bir ipekböceği sessizliğinde yarınları ören tüm kahraman öğretmenlerin karnesini veriyorum: YILDIZLI PEKİİİ...
Bu vesileyle kızlarımın öğretmeni Selma Yılmaz ve Edip Sağlam'a da çocuklarımıza gösterdikleri ilgi ve alaka, onların yetiştirilmesinde gösterdikleri çaba ve gayret ve onlara kattıkları değer için teşekkür ediyorum.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI