Seni kandırmalarına izin verme.
Seni elmalı şekerle, seni bir kek, bir pamuklu şekerle kandırmaya çalışıyorlar kanma.
Oyuna gelme, oyun, kurucu olsun.
Hizmeti, dürüstlüğü, liyakatı kursun oyun.
Oyuna sahip çık.
İki yalan üç dolanla, tehditle seni uyutmalarına, seni kandırmalarına izin verme.
Oyun olsun, ama ali cengiz oyunlarıyla kurdukları oyun değil.
Seni kandırmak için türlü kılıklara girecekler, maskenin altında maske gizleyecekler.
Sloganlarla geçmişini, acılarını, yoksunluk ve yoksulluklarını maya edip “siyaseten” dedikleri yalanlarına, sloganlarına seni yoğuracaklar, omurganı sıyırıp seni hamura evirecekler, izin verme.
Belki hepsi birbirine benzeyecek, belki biri diğerinden beslenecek, hiçbiri sinmeyecek içine, belki hiç birine inanmayacaksın, ehveni şere düşeceksin.
Oyuna sahip çık, buradayım de.
Oyunu satmanı bekleyecekler, bir dürüm bir ayrana seni satın almak isteyecekler.
Seni önderle, seni reisle, seni atayla, seni Allah’la kandırmaya çalışacaklar.
İşleyip işleyip seni çağırdıkları seni bağırdıkları sloganlarına gömüp oyunu alıp gidecekler.
İnanma, aldanma oyun ve düzenlerine kanma.
Etiketlerine, sıfatlarına, partilerine, inandıklarına değil hizmetlerine ver oyunu neye inandıkları onların olsun.
Sen, etiketlerinin altındakine bak, senin şehrini, senin caddeni, senin sokağını, parkını bahçeni, suyunu kimin nasıl ve ne kadar iyi getirdiğine ver oyunu.
Senin şehrini, karanlık niyetlerine değil aydınlık ve açık niyetleriyle güvene ve huzura kavuşturana teslim et.
Sana rağmen, senin adına, sana karşı, bir çeteye, örgüte, partiye ya da hizbe teslim olma, yanında duracağın kimsen yoksa bile karşı durmak için oy ver.
Konu komşunun, eşin dostun, hısımın akrabanın, hatırı için değil, kendin için.
Ne tercihlerini sana dayatmalarına izin ver ne de sen tercihini dayat kimseye.
Ne aşiretinin, ne derneğinin, ne sendikanın, senin oyun üstünden pazarlık etmesine, söz vermesine susma, itiraz et.