Oynuyorlar… Çok güzel oynuyorlar. O kadar güzel oynuyorlar ki kuralları bertaraf ederek oynuyorlar. Kural içinde kural yaratarak yapay ve suni kurallarla oynuyorlar.
Oynasınlar bakalım oyunlarında bir başlangıç bir de sonu vardır.
“The End” yazıldığında, ışıklar yandığında, makyajlar silindiğinde ne yapacaklar? Neyi, nasıl, kimin uğruna oynayacaklar?
Bazen kimi oyunlarda kuralsızlık aykırı olmak, raydan çıkıp, çıkartmak da oyunun kuralları gereği olabilir mi?
Tiyatro eğitimleri yok. Çıktıkları sahne büyük çok büyük. Boylarını poslarını aşacak kadar büyük. Sahnede minik ve cüce görünecekleri kadar büyük.
Oyunun sonu görünüyor. Beklemedikleri ve hiç tahmin bile edemeyecekleri bir son.
Böylesi bir sonla karşılaşanlar hiç oynamamayı tercih ederlerdi ancak çok geç kalınmış bir nedamet yapılacak bir şey yok “geç kalınmış bir vaka” demekten başka.
Oysa o güzelim sahnenin kapıları seçeneklerle doluydu. Dikenlere çalılara çıkan kapıdan isteyerek ve bilerek girdikten sonra ah etmenin, vah demenin bir faydası var mı?
O kapıdan girenler hiç mutlu olabildiler mi? Benzer oyun aynı sahnede değişik figüran ve aktörlerle, başrol oyuncularıyla defalarca oynanmadı mı?
Seçilen seçeneğin ne günahı olabilir ki? Birey veya bireyler gönüllü özne olup yüklem eylemini seçtilerse isteyerek ve bilerek öyleyse hem oyun kirli hem de oyuncular kirli.
Bu oyun temiz ve lekesiz bir tarzla oynanabilirdi ama tarzları da kirliydi.
Her şeye ve herkese rağmen ıslıklara, “yuh”lara rağmen oynamaya devam ediyorlar güya gizli özne olmayı üstlenmişler.
Bilmiyorlar mıydı? Dil bilgisinde, idyum ve gramer bilgisinde gizli şifreler var gizli özneyi açığa çıkarabilme formül ve teknikleri var.
İşte bu genel doğruyu, bu tekniği, bu şifreyi göz önünde bulundurmadan oynadılar. Oynasınlar “Oyun Bitti” denilecek bir an var, o an, an gelecek bitecek ve ışıklar yanacak makyajlar silinecek, dekor değişecek suçlular, kirliler, yanlış oynayanlar er geç açığa çıkacak.
Tiyatro ve sinema eğitimi almış olan gerçek aktör ve figüranlar “bu yaşanmış gerçek bir realiteden alınmadır” deyip onları oynayacaklar, aynı sahnede.
Bu kez ışıklar yandığında “The End” yazıldığında alkışlar tufanı kopacak zira o kirli oyunu oynayanların oyunlarını gerçek aktörler “Rol” yaparak oynamış olsalar da aslında kendilerinden önce oynayanları başarıyla oynamışlardır.
İşte başarı ve alkışların sebep ve sonucu bu olsa gerek; çünkü bu kez oynayanlar oynanmıştır bu sahnede.