Bayram ,mutluluklarımızı bir ettiğimiz, hep beraber barış içinde, yüzlerde gülümsemelere şahit olduğumuz, Ramazan ayının sonu, mutlu mutlu ziyaretler, çocukların heyecanları, şekerlerin elden ele gezmesi demek.
Dedeler ve nineler anlatır geçmiş yıllardaki bayramları.
Belki özlüyorlardır kaybettikleri sevdiklerini.
Onun için biraz hüzünlü biraz özlemlidir gözleri.
Ama biz çocukları eski bayramları da dinlemeyi severiz,
Hele bayram anılarını...
Annelerimiz babalarımız, ziyaretlere kendi ebeveynlerinden başlar, daha sonra akrabalara gelir sıra.
Uzun yıllar görmediklerimizi görebiliriz bayramlarda,
Sokaklar çocuklarla…
Yaşlıların gözleri kapıda, belki biri çalar kapımı diye.
Aileler çocuklarını mutlu etmek için şekerlerle doldurur ellerini.
Kapı çalıp durur.
Gelen, mutlu heyecanlı ve çok aceleci çocuklardır.
Hepsi şeker bekler ev sahiplerinin elinden.
Çocuklar hızlı hızlı şekerleri alıp yeni kapılar çalmaya koşar.
Ramazanı sonlandırmış, gelecek güzel günlere sabırsızlıkla bakıyoruz şimdi.
Tabi söylediklerim pandemi ve yasakların son bulduğu günlerde ya da öncesindeki günlerdeydi.
Peki pandemi şartları altında nasıl geçecek?
Bu yıl, pandemi şartlarıyla birlikte yasakların ve tam kapanmanın etkisi altında bir bayram geçireceğiz.
Bazılarımız bu durumu pek de olumlu karşılamıyor.
AMA…
Bayram sevincimizi pandemide kaybedersek, yeniden yakalamayabiliriz.
Onun için bu sevinçsiz duruma kendimizi alıştırmayalım.
Bu kapanma ve yasaklar, yüzümüzde açan masum gülümseyişlere, çocuk sevinçlerine engel olmamalı.
Yüzümüzdeki sevgiyi ve tebessümü eksik etmeyelim öncelikle.
Daha sonra içimizdeki cıvıl cıvıl çocuğu…
İlla ki bu zor günlerden çıkıp çocukların arefe çiçekleri gibi açtığı, cıvıl cıvıl bayram sofraları kurulan o keyifli bayram günlerine döneceğiz.