Bu sene ağzımızın tadıyla bir yorum yapamayacağız sanırım.
Kupa maçıyla toparlanan takımın ligde de aynı performansı sergilemesi gerektiğini söyleyip durduk. Ancak 5.hafta sonunda Petrolspor gibi ligde galibiyeti bulunmayan Tokat Erbaaspor karşısında yine galip gelemedik. Daha doğrusu galibiyeti elimizden kaçırdı dersek yeridir.
Uzatmaların son saniyelerinde yani 90+7'de kazanılan penaltıyı Hasan Ahmet Sarı kaçırınca haftalardır beklenen özlem giderilemedi.
Ahmet ağladı, biz ağladık ama sonuç değişmedi.
***
Haftalardır yazıp çiziyoruz ama sanırım futbolun bilirkişileri bildiklerini yapıyorlar. Bu yüzden bugün köşemde ne oynanan futboldan, ne sistemden, ne de futbolcu performanslarından söz edeceğim.
Sosyal platform hesaplarımda bir gün önceden görüşlerimi bildirmiştim. Ancak işe gelen paylaşımlar dikkate alınıyor, hesaba uymayan görüşler de görmezden geliniyor. İşi bilen bazı yöneticilerin yanı sıra, sezon başından beri takıma bir türlü istikrarlı bir sistem ve kadro oturtamayan Mehmet Ak hoca bu kötü gidişatın kesinlikle sorumlularıdır.
"Takım başarısız sonuçlar aldığında basın saldırıyor" denilmesin lütfen. Şampiyonluk parolası ile çıkılan yolda 5. haftada gelinen durum sonrası mürekkebimizi kusmamız sanırım çok doğal olsa gerek. Kadro kurmada, Oyun okumada, oyuna müdahale etmede ve en önemlisi bu takımın iskeletini oluşturmada vasat kaldı. Futbolu çok iyi bilen ve bu takıma bu bildikleri ile zarar verenler bilirler ki kötü bir gidişat var ise 1. derece sorumlu hocadır.
Sonra sahada takımına bir şey katmayan futbolculardır. Her şeye rağmen düzelen bir durum yok ise sonrasında yönetim sorumluluk sahibidir. Ancak şöyle bir detayın da altını çizmek istiyorum. Yönetim teknik heyetin bazı noksanlıklarını bilmesine rağmen müdahale etmiyorsa 1.derece sorumluluğa ortaktır. Son saniyede o penaltı golü atılsa ve galip gelinse dahi bugün bunları yazacaktım.
***
Futbolcular ile ilgili yorum yapmayacaktım ama Ali Kuleli ve Emre Aydın hamleleri bugün erken yapılmalıydı. Kaldı ki taraftarın isteği üzerine oyuna giren Emre Aydın'dan sonra oyunun gidişatı nasıl değişti hepimiz gördük. Ayrıca Halil Aşut'suz bir orta sahanın da ne kadar boş olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Mücadelesi, ruhu ve kaptanlığının eksikliğini fazlasıyla hissettik.
Futbolun içinde her türlü aktrasyon olabiliyor. Gol veya penaltı kaçırmak ta buna dahildir. Hiçbir futbolcu takımı bu kadar zor durumda iken galibiyeti getirecek penaltı vuruşunu kaçırmak istemez. Omuzlarına bu kadar ağır yükü alan Hasan Ahmet Sarı da pozisyon sonrası gözyaşlarına boğuldu. Çok kızdık, çok bağırdık ama o an onun yerinde hiçbirimiz olmak istemezdik. Kaçan galibiyete onun gözyaşları resim oldu. Son olarak şunu söylemek istiyorum ki bu büyük camiada kenetlenme sorunu git gide sorun oluyor.
Taraftar ve yönetim her maçta karşı karşıya geliyor. Biran önce gereken yapılmalı ve Petrolspor menfaatleri düşünülerek uzlaşma sağlanmalıdır. Aksi takdirde kağıt üstünde de umutlar rafa kalkar. Bilesiniz!