HÜMEZE SURESİ.(2)
Allah korusun işte şu anda Müslümanların içine düştükleri durum.
1. Hümeze’nin dille, Lümeze’nin de fiille, davranışla insanları incitmek olduğu söylenmiştir. Hümeze insanları arkadan çekiştirmek, gıyaplarında insanların şeref ve haysiyetlerini yaralamak, Lümeze de yüzlerine karşı kaş-göz hareketleriyle insanları alaya almayı, küçük düşürmeyi, rahatsız etmeyi alışkanlık haline getirmektir. Her iki kelime de bu işi çokça yapmayı, âdet haline getirmeyi anlatır.
Gerek insanların arkalarından, gerekse yüzlerine karşı onların namus ve şerefleriyle oynayan, onları incitip rahatsız eden, gıybet eden, kovuculuk yapan, insanların etini yiyen, şeref ve haysiyetlerini kemiren, insanlara onların hoşuna gitmeyecek ve onurlarını kıracak lâkaplar takan, insanlarda kusur arayan, onların avretlerini açmaya çalışan, insanlar arasında zevzeklik ve maskaralıklar yaparak hem kendisi gülen, hem de insanları güldürmeye çalışan ve bu özellikleri alışkanlık haline getiren her bir Hemmaz ve Lemmaz cehenneme gitsin. Onlara veyl olsun, diyor Rabbimiz.
2. “Ki o mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır.”
Bu adam mal toplayıp biriktiren ve onu saydıkça sayan bir kimsedir. Evet bu adam varlıklı bir adamdır, servet sahibi bir kimsedir. Zaten bu istikbarının sebebi de buradan kaynaklanmaktadır. Mal ve servet çokluğunun üstünlük sebebi olduğuna inanmaktadır. Halbuki mal çokluğunun iman yönünden hiçbir üstünlüğü yoktur. Mal ve servet çokluğunun Allah katında hiçbir değeri yoktur. Ama Allah kıstasına değer vermeyen bu tip insanlar, kendilerince malın, mülkün üstünlük sebebi olduğuna inandıkları için mal toplarlar ve sayarlar.
Buradaki sayma işini şöyle anlamaya çalışıyoruz: Adam toplama, yığma adına mal toplamış, onu saymış ve Allah yolunda harcamamıştır. Veya işi gücü mal toplamak olduğu için, gece-gündüz toplamayı düşündüğü için, bu mal toplama düşüncesi onu meşgul ettiği için, Allah’ın kendisinden istediği diğer kulluk birimlerini düşünecek zamanı kalmamıştır. Malı-mülkü, mal toplama işini zikir haline getirdiği için başka şeyler yapmaya imkânı kalmamıştır. Yani mal toplamak, yığmak ve saymak onun zikri, fikri ve virdi olmuştur. Aklını, fikrini bu işe öyle bir takmış ki, ölümü, ahireti, hesabı, kitabı onun kadar düşünemez hale gelmiştir.
Veya gündüz mal toplamış gece de onu saymıştır. Gecesini de gündüzünü de bu işe tahsis etmiştir.
Veya gelecek için, istikbal endişesiyle sürekli mal peşinde koşmuş, ama istikbalini garanti altına alma adına Allah için onu Allah yolunda harcamayıp tutmuştur. Yani malın hakkı ve hukuku ile değil de adediyle meşgul olmuştur. Malının sayısını, miktarını muhafaza etmiştir ama ona ilişkin Allah’ın emirlerini zayi etmiştir.
Veya malıyla insanların gündemlerine girmeyi planlamıştır. Veya malıyla sayılmak istemiştir. Malı sebebiyle saygınlık kazanmayı hedeflemiştir. Yani ölümünden sonra da malıyla mülküyle namının, şöhretinin sürmesini istemiştir.
Veya Malını oradan buradan toplamıştır. Yani o malın iktisap yerlerini Allah’a sormamıştır. Allah’ın helal-haram sınırlarına riayet etmeden mal toplamış, bu konuda Allah yasalarına riayet etmemiştir.
Mevlam bu sıfatlardan uzak duranlardan eylesin. İmanı ve amelleri tehlikeye sokan bu tür amellerden ve bu amelleri yapmaktan uzak tutsun. Müstakim yol üzerinde ayaklarımızı sabit kılsın. AMİN