Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan Anayasa değişikliği referandumunda finish çizgisi görüldü.
‘Evet’ ile ‘Hayır’ diyenlerin soruları 2 gün sonra cevabını bulacak.
Artık son 48 saat.
Ülkemiz ve milletimiz için hayırlısı ne ise o olsun.
***
Yaklaşık 2 aydır devam eden referandum çalışmalarında çok şükür kayda değer ciddi bir olay yaşanmadı. Tansiyon arada bir yükselse de belli bir çizgiyi aşmadı. Sağduyu hakim oldu.
Bu iki aylık süreçte Başta Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Sayın Binali Yıldırım ‘Evet’i anlatmak için yoğun bir dönem geçirdiler. Muhalefet partileri de ‘hayır’ için aynı şekilde yoğun bir çalışma sergilediler.
Artık söz milletin
Sistem değişecek mi, değişmeyecek mi?
Sonucunu pazar gecesi en kötü ihtimalle Pazartesi sabahı almış olacağız.
***
Bu süreçte hem ‘Evet’ hem de ‘Hayır’ cephesine bağlılıklarını ilan eden siyasi partiler, İş adamları, STK’lar, lokantacılar, kuyumcular, taksiciler vs insanlar oldu. Diğer seçim ve referandumların aksine bu referandum öncesi herkes görüş selfisi çekti!
Benim görüşüm bu dedi.
Aleni bir şekilde ‘Evet’ veya ‘Hayır’ diyenlerin tamamı samimi mi?
Bu tür durumlarda bazı insanlar menfaat peşinde koşar.
Geçmişte gördüğümüz kadarıyla bir yılda üç parti değiştirenler oldu.
Özellikle Güneydoğu da sık parti değiştiren güç sahibi insanların bazıları siyasette bir türlü net bir çizgi tutturamadı.
Yanardöner bir yaklaşım sergilediler.
Dönme dolap misali dönüp durdular.
Milli piyango bize vurur mu? havasından vazgeçmediler.
***
Sevmek, bağlılık, inanmak gönül işidir.
Birine veya bir partiye meyleden insan samimi olur. Reklam peşinde koşmaz. Menfaat için değil, inandığı için sever ve sahiplenir.
Gazete sayfalarında boy gösterip oyunun rengini belli eden kaç kişi sandıkta aynı samimiyeti sergileyecek?
Ne ‘Evet’i deklare eden ne de ‘Hayır’ı deklare eden bazı isimler söylediklerin arkasında durmayacak.
Demem o ki, fırıldak pozlar verip söylem yarışına giren bazı şahsiyetlerden çok suskun kalan ama derinden inandığına çalışan insanlar daha samimidir, daha güvenilirdir.
Bu konuda partilerin yapabileceği bir şey var mı?
Yok, ama parti yönetimleri veya yereldeki ayakları kimin ne ayak olduğunu biliyor olmalı ve ona göre o şahıslara yaklaşım sergilemeliler.
***
Bu referandum hayatın sonu değil
Sonuç ne olursa olsun kazanan Türkiye olsun.
Millet olsun.
Belki sistem değişecek belki de değişmeyecek.
Millet ne dese o olacak.
Hepimize düşen görev bu ülkeye sahip çıkmaktır.
Kardeşçe ve elbirliğiyle bu ülkeyi kalkındıralım. Aramıza nifak sokmaya çalışanlara bir ve diri olarak cevaplarını verelim.
Uzağa gitmeye gerek yok.
Suriye’nin ve Irak’ın durumunu göz ardı etmeyelim.
Allah korusun olumsuz bir durumda hangi ülkeye sığınabiliriz?
Gidecek yerimiz var mı?
***
Belki birinci dünya savaşında olduğu gibi fiili bir işgal saldırısı altında değiliz. Ama siber, ekonomik, siyasi ve terör gibi argümanlarla kuşatılmak isteniyoruz. Bir olmazsak, gönülden kardeş olmazsak, farklılıklarımızı hoş görmezsek zayıf ve hasta konumuna düşeriz.
Av konumuna geliriz ki işte o zaman dönüşü olmayan bir yıkım bizi bekliyor olacaktır.
Biz kardeşiz. Hep birlikte Anadoluyuz.
Bu bilinçte olursak av değil avcı oluruz.
Bir kez daha referandumun barış ve kardeşlik duyguları içinde sonuçlanmasını diliyorum.