Resmi/kamu kurum ve kuruşlara ait araçların özel işlerde ve gereksiz yere kullanılmaması için bu güne kadar onlarca genelge yayınlandı.
Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması kaydıyla personel servisi hizmetlerine bile sınırlama getirilirken, halen kurallara uymayanlar var.
Yasaya göre makama aracı dışındaki araçlar, şehir içinde bile olsa görev kâğıtlarını bulundurmak zorundadır.
O araç hangi saatte çıkmış, hangi istikamete gidiyor, araç sürücüsü kim, tüm bilgilerin yazılı olması gerekir.
Bu husus denetleniyor mu, denetlenmiyor mu, gerçekten merak ediyorum.
Denetleniyorsa bunca resmi hizmete mahsus araç, her yerde ne arıyor?
Geçmişte sadece siyah plakalı araçlar üzerinde ‘hizmete mahsustur’ yazısı yazılıydı.
Şimdi ise neredeyse siyah plakalı resmi araç kalmadı.
Makam araçları dahil, çoğu sivil plakalı olmuş.
Çoğunun üzerinde hangi kuruma ait olduğu da yazmıyor.
Bir araç kiralık olsun veya olmasın, bir kamu kurumunda çalışıyorsa zorunlu olarak kurumun adı ve ‘resmi hizmete mahsustur’ yazısı yazılmalıdır.
Ancak ne yazık ki çoğunda resmi araç olduğuna dair hiçbir ibare yok.
Kiralama yöntemi ile kamuda araç saltanatı oluşmuş.
Nasıl olsa araçların üzerinde yazılı bir ibare yok.
Plaka da sivil.
Sanırısın resmi araç değil, kişiye ait özel araçtır.
Bu araçlarla öğrencisini okula bırakanların ve düğüne gidenlerin olduğu iddia ediliyor.
Kamu çalışanlarına araç yetişmiyor.
Yetki alan özel araç istiyor, hemen kiralama yolu ile ona araç tahsis ediliyor.
Eskiden bir kurumdan bir kuruma yazı getirmek, bir hususu görüşmek için de resmi araç gerekliydi.
Şimdi evrak ve bürokratik iş ve işlemler, gelişen teknoloji yüzünden neredeyse sıfıra inmiş.
Her şey elektronik sistem üzerinde jet hızı ile yapılmaktadır.
Gelişen teknolojiye ayak uyduran kurumlar araç kullanma gereği duymazken teknolojiyi kullanamayanlar ise boyuna araç sayılarını arttırıyor.
Resmi araçların mesai dışındaki saatlerde normalde kamu kurumları binasının otoparkı dışında bulundurulması yasak iken buna uymayanlar da var.
Bazen sokaklarda ve evlerin önünde park edilmiş araçlara da rastlanıyor.
Bir süre kamuda araçları kiralık olarak çalıştırdıktan sonra o kurumun logosunu resmi kuruma aittir ibaresini kullananlar var.
Bu da ciddi manada kafa karışıklığına neden oluyor.
Resmi işteki bazı araçlarda ‘resmi hizmete mahsustur’ yazısı yok ama kendilerine resmi araçlarına kamu aracı statüsü verebilenler de var.
Bunlara da dikkat etmek gerekir.
Diğer bir husus da, toplu taşım araçlarını kullanmak varken remi araçların özel işlerde veya yakın mesafelerde kullanılması, başta şehir içi trafiği olmak üzere bir çok açıdan olumsuz durum oluşturuyor.
Bu araçların tükettiği yakıtın faturası da kurumlara pahalıya patlamaktadır.
Birçok kurum bütçedeki yakıt limitini daha yarı yılda tüketmektedir.
Resmi kurumlara ait takip sisteminden bakılırsa araçların nasıl hoyratça kullanıldığı görülecektir.
Kamuda resmi araç saltanatı ne yazık ki tüm uyarı ve önlemlere rağmen durdurulamıyor.
Bu da taşıt görev emri olmadan taşıtların trafiğe çıkmaması, mesai dışında tüm araçların kamu kurumlarına ait park alanında bulundurulması ile mümkündür.
Bu kurallara uyumayan ve görev emrinde belirtilen görevlendirilme güzergahını aşan kullanımlarda, taşıtları kullananlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması gerekir.
Diğer bir önemli husus da kamuda kiralık araç saltanatına son vermek gerekir.
İsrafa dur denilmemesi için bu hususta radikal kararlar alınmalıdır.