Sadece bizi değil, dünyanın çok önemli bir kısmını direkt, geri kalan kısmınıysa kısmen ilgilendiren bu seçimde güvenliğin tesisi çok önemli! 30 Mart, yerel seçim olmasına rağmen, yaşanan süreç ve bu sürece yüklenen anlam nedeniyle, genel seçim havasına girdi. Bu süreçte dış güçler, farklı devlet, millet, organizasyon, grup ve lobinin direk ve dolaylı müdahalesi nedeniylede, iş genelden çıkıp, dünya seçimine döndü! Oluşturulan tabloda bir tarafta AK Parti, karşı tarafta birçok parti, devlet ve gayret bulunuyor. Bunun içinde bu seçime istiklal mücadelesi anlamı yükleyenlerde var! Bu kadar karmaşık güç bir aradayken, seçimin normal seyrinde yürümesi düşünülemez! Birileri seçime gölge düşürmek için mutlaka bazı senaryolar hazırlamıştır. Hileden, fitneye, kavgaya, şaibeye kadar her yol denenecek! Çünkü bugüne kadar yapılan müdahalelerle iktidarın oyları ülke genelinde negatif bir ivme kazanmadı. Oyların sabit kalması veya artması demek, tüm bu grupların topyekun mağlubiyeti, mağduriyeti hatta mübalağalı hüsranı olur! Buna engel olmak, için her şeyi yapacaklar! Devletinde bunlara engel olmak için her şeyi yapması gerekir! Tabii ki sadece devletle olacak iş değil. Siyasi partilerin sivil toplum örgütlerin ve tüm halkın sağduyuyu hakim kılmak için çaba sarf etmesi, oynanan oyunları bilip uyanık olması ve provakatif fiillere gelmemesi gerekir. Batman için konuşacak olursak. Baronlar, makro bazda ki oyunların yanına yerel figürlerde ekleyeceklerdir. Özellikle BDP, Hüdapar gerginliği çıkarılmaya çalışılacaktır. Bu konuda iki parti yöneticilerinin de tabanlarını uyarmaları dizginlemeleri ve sıkı şekilde kontrol altına almaları gerekir. Hatta radikal bir karar alınıp, Seçim öncesi BDP, Hüdapar ve AK Parti, seçim güvenliğiyle ilgili ortak bir toplantı yaparsa mükemmel olur. Hem oynanan oyunları bozulması, hemde Batman siyasetinin olgunluğunun sergilenmesi için çok iyi bir fırsat olur. Biz bunları konuşurken devletinde içine ve dışına dikkat etmesi gerekir. Devletin içine sızan, farklı noktalardaki insanlarda bu işe alet edilebilir. Bunun içinde sivil idareciden, istihbaratçısına, askerinden polisine kadar herkesi ince eleyip sık dokumak lazım. Provakasyon dışarıdan gelirse halledilir ama içerden gelirse bunun telafisi olmaz. Biz bunları daha önce yaşadık! Artık yaşamak istemiyoruz. Devlet büyüklerinin de safmışız, göremedik, aldanmışız gibi sözlerinin kotası çoktan doldu! Başta devlet, sonra siyasi partiler, herkes kendi içini temizleyip, güvenlik için görüşüp ortak hareket etmeleri gerekmektedir. Sandıklarda ne kan nede şaibe görmek, istemiyoruz. Sandığa inananların, sandığa güvenmeleri gerekir! Sandığa inanıp kendine güvenmeyenlerinde akıllanması gerekir! Akıllanmayanlarınsa, ortak aklın kararıyla, akli melekeleri olgunlaşıncaya kadar, aklıselim bir derse tabi tutulması gerekir! Bugünden sonra çıkacak her şiddet olayı bu ülkenin düşmanlarına hizmet edecek, şiddetin taraflarıysa o zatlarla anılacaktır. Bunun içinde olabildiğince, sağduyu, olabildiğince sabır, olabildiğince akıl diyoruz. Bir dönem kapandı artık. Yeni dönemden kimse şiddetten kazanamayacak. Şiddet herkese kaybettirecek! Bunun bilincinde olup, bindiğimiz gemiye sahip çıkalım. Kanunlar kurallar ne ise ona göre hareket edelim. Bana bakan kanun, kural iyi, ona bakan kötü derksek, bu iş yürümez! İşlerin yürüdüğü, insanların birbirilerine tahammül ettiği, aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…