İtiraf etmeliyim ki belediyenin bu önemli hizmetinde asıl gayeyi ilk başta anlamamıştım.
Şimdi efendime söyleyeyim, Yenişehir Mahallesi civarında gördüğüm bazı duraklardan söz etmek istiyorum. Durak dediysem öyle gölgelikli, tenteli, camlı ve tam teçhizatlı bir şey aklınıza gelmesin. Kuru bir metal parçası üstünde “D” harfi yazılı bir işaret sadece bu duraklar.
Normalde o duraklardan birine yaz aylarında bir deveyi yarım saatliğine bağlarsanız güneş yemekten fenalık geçirip bayılır.
Peki, normalin dışına evvelden taşmış ve buna alışmış olan biz vatandaşlar yaz boyu fenalık geçirip bayıldık mı?
Tabi ki hayır!
Fakat sonra bir aydınlanma geldi. Meseleyi enine boyuna düşününce satır aralarına utangaç bir çocuk gibi gizlenen güzelliği geç de olsa fark ettim. Birincisi D vitamini konusunda büyük sıkıntılar yaşayan vatandaşlara vitamin takviyesi yapmak. İkincisi ise mevcut ekonomik şartlardan dolayı lüks otellerde yılda sadece 1 ay deniz tatili yapabilen biz orta direklerin solaryum ihtiyacını karşılamak!
Tek bir direkten ibaret bu kullanışlı ve estetik duraklar için, beklerken bronzlaşan ve D vitamini ihtiyacını gideren herkes adına belediyemize teşekkürü bir borç bilirim.
***
Petrol City’nin yakınlarında, Aşık Veysel Bulvarı üzerinde yer alan Hacı Vahdettin Terece Camii’nin yanında geçen gün yürürken dikkatimi çekti.
Camiyi çevreleyen duvar jiletli tellerle sarılmıştı! Yanlış duymadınız! Caminin duvarları jiletli tellerle çevrilmişti. Bu çirkin görüntü karşısında hiddete kapılmamak için nefsimi güç bela zapt ettim. Camiyi neye veya kime karşı müdafaa ediyorlar anlamış değilim. Caminin duvarlarını manasız, çirkin yazılarla donatmaktan farkı yok bu jiletli tellerin.
Bunu esef duyarak ve mahcup bir şekilde söylüyorum ama güzelim camiye hapishane havası verilmiş. Değil camiye girmek, yanından geçmeye bile korkar insan. Tüm bunlar bir tarafa ya o tellere kuşlar konsa, ya kediler üstünden ya da buldukları boşluklardan geçmeye çalışsa…
Çocuklar bir coşku anlarında şaşırıp da bu tellere tünese…
Yazık değil mi?!
Vebali kim üstlenecek?
Kime hesap sorulacak?
Maksat hırsızlara karşı tedbir almaksa, bu çirkin görüntü yerine bir kamera taktırmak çok mu zor? Şiddeti, kanı, vahşeti ve en çok da hapishaneleri anımsatan bu telleri Allah’ın evine taktırırken –sorumlu her kimse- çok mu düşündüler?
Ya da hiç düşünmediler mi?
Buna itiraz edecek birileri çıkmadı mı?
Uygun düşmez, şiddeti çağrıştırıyor diyen olmadı mı?
Kimseleri müşkül durumda bırakmak istemem ama yetkilileri imdada çağırma yolunu seçmekten başka şey gelmedi aklıma.
İbadethanelerin ruhu ve manasıyla bağdaşmayan jiletli tel rezaletini ortadan kaldırmak, çocuklar ve hayvanların zarar görmemesi için bu akla zarar uygulamaya çok geç olmadan son verilmesini temenni ediyorum.
Bu noktada Batman Müftülüğüne çok iş düşmektedir.
Umarım en kısa sürede bir çözüm üretilir.