İnsanlar, çoğu kez istek ve hedeflerine ulaşmakta çok çeşitli yöntem ve metotlar kullanırlar.
Bunların en belirgin olanları:
Felsefe, ikna metotları ve riyakârlık…
Zaman zaman da kaba kuvvete dayalı şiddet ve korku salmak.
Bazen de kanayan kaşa çalışmak gibi…
Yahut satın alma yöntemi, tuzaklar…
Bunlara hepimiz bir şekilde şahit olmuşuzdur.
Şimdi bu konuya girmemin en belirgin nedeni 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde siyasi liderlerin sahadaki söylem ve davranışları…
Bunları yazsanız kitap olur.
Bir döneme belge olur.
Tarihe not düşecek eylem ve olgular oluştu.
Bu arada seviyeli ve dengeli toplumu barıştıran, asla kamplaştırmayıp kutuplaştırmayan siyasilerimiz de yok değiller.
Onlar zaten gereken ilgi ve alkışı fazlasıyla alıyorlar.
Kutlarım bu tür siyasileri.
Ülkemizde de böylesi siyasilere fazlasıyla ihtiyaç var.
Her geçen gün fakirleşen bir toplum, yalnızlaşarak ve kutuplaşarak nereye varabilir ki…
Bu gerçeği herkes görüyor, biliyor.
Hatta meydana gelen sosyal olaylara da şahit oluyorlar.
Herkes, her şeyin farkında, farkında olmasına da basit ve insanı pasifizme koyan bir ruh hali ve bir cümle var ki duyduğum zaman sinir kat sayım tavan yapıyor;
“yapılacak bir şey yok”
Adeta moda olmuş.
Herkesin dilinde…
Bu cümle, neden tehlikeli ve sinir bozucu bu cümle, biliyor musunuz?
İnsanların tepki göstermesi, bir takım olaylara karşı gelmesi, asla rıza göstermemeleri gereken olaylar, kararlar hatta iktidarlar tarafından adeta emrivaki dayatmalar yapılmıyor değil.
İşte tepki gösterip yasal bir çerçevede haklarını demokratik tepkilerle vereceklerine, mücadele edeceklerine tutturmuşlar “yapılacak bir şey yok” cümlesine adeta sığınıyorlar.
Bu cümle, anlam itibariyle her tür haklı refleksleri ve tepkileri pasifize ediyor.
İşte bu yüzden biat ve teslim olma eylemini arttırıyor.
Bu yüzdendir ruhen ve davranış olarak karşıyım bu ve buna benzer cümlelere.
Sahada siyasi düşüncelerini ve seçim vaatlerini anlatan bu siyasiler, kimi zaman gayeye giden her yol meşrudur taktiğini uygulamaktan da geri kalmıyorlar.
Sizler bunun kim olduğunu ve toplumu ne hale getirdiğini çok iyi biliyorsunuz.
Yazmama ve köşemi de germeme gerek yok.
Oysa sevginin sınırsız gücü var.
Sevginin gücü, ortaya koyularak elde edilecek başarılar, yönetime ve uygulamalara da yansıyıp efsane sonuçlar elde edebilinir.
Ülkesini sevip, sevginin gücüyle elde edilebilecek başarılar varken, yan yollara sapmanın anlamı yok.
O halde korku salmak, tehdit etmek, yaptırımlarla cezalandırmak, bazen dönüşü olmayan hatalar yaptırabilir, geçmişte bir çok siyasinin yapıp çok ağır bedeller ödediği gibi…