Ruh ve beden hastalıklarının nedeni, insanların Rabbini tanımaması, hadlerini bilmemeleridir. Bununda sebebi; insan hayatının inşa projesi olan, YÜCE RABBİMİZİN Vahiy mesajı Kuran-ı kerimi hakkı ile anlayıp yaşamamalarıdır. Bu günkü insanlık genelde zan ve spekülatif görüşlere göre, hazlarına bağlı hayat sürdürmektedir. Bunun neticesi de, maddi ve manevi hastalıklara davetiye çıkarmaktır. Bu gün modern cahiliye toplumunun inşa ettiği birey, ALLAH’a güvenini yitirmiş, iman ettiğini söyleyenler dahi korkunç sapıklığı içselleştirmiştir. Modern birey; bencil, dünyevileşmiş, tüketici, çoklukla övünen, öz benliğini tanrılaştıran, farklılıklara düşmandır. İmaja, kurguya önem verir. Her şeye değer biçer. İnsan ilişkilerinde başarısızdır. Hem iç, hem de dış dünyasında problemlere sebep olur. İç dünyasında; günaha, evhama, vesveseye, kuruntuya, umutsuzluğa, güvensizliğe, karamsarlığa, bunaltıya, psikolojik rahatsızlıklara, hastalıklı davranışlara sevk eder. İrade zafiyetinin göstergesi olan soyut ve somut bağımlılıklar bunun ardından gelir. Her şeye karamsar bakar, herkeste kusur arar. Herkesin, her şeyin kendi aleyhine olduğunu düşünür. Kendi ile alakalı görüşü ise; Kendini alemlere rahmet sanar,. hiçbir işe yaramaz, kronik korku ve üzüntü, her türlü takıntı iç bağımlılık örnekleridir. Hap, sigara, kahve, marka, moda, belli mekan, belli zaman, parti, takım, dernek, bu gibi şeyler, dış bağımlılık örnekleridir. İnsanın bağımlılığı, insani ilişkilerde problemi derinleştirir. Geriye tek şey kalır yalnızlığa övgüdür. Bu elbette algı bozukluğudur. İnsanın başkalarına verdiği değerin karşılığını alamamasıdır. Neticesi kot ve mod sorunudur. Bu hayattan kurtulmanın şartı Hz. Muhammedin yolunu izlemektir. Erdemli şahsiyet ve toplum oluşturmaktır. YÜCE RABBİMİZ Kur’an-ı kerim yunus suresi 57. Ayetinde şöyle buyuruyor; “Ey insanlar! İşte size bir öğüt, gönüllerdeki tüm hastalık ve dertlere kesin bir şifa ve müminler için bir yol gösterici ve rahmet kaynağı olan Kur’an gelmiştir.’’ Şu halde, ey Müslüman! İnkarcılığın pençesinde kıvranan insanlığa seslenerek. Yunus;58 “De ki; bu dünyanın geçici nimetleri, insanları huzura kavuşturmada yeterli olmaz. O halde, ALLAH’ın sonsuz Lütuf ve Rahmetiyle, evet, işte asıl bununla sevinsinler. Kurtuluşun Reçetesini Kuran-da arasınlar! Çünkü Bu, Dünyaya bel bağlayanların Toplayıp Yığdıkları Her Şeyden daha Hayırlıdır’’ Yunus;62.ayet’’ Şunu iyi bilin ki!, sadece ALLAH’I Veli edinenler, gelecekten dolayı kaygı, geçmişten dolayı keder duymayacaklar.’’ Korku, Keder, insan psikolojisini olumsuz etkiler, Ruhsal dinamizmi yok eder .Psikolojik rahatsızlıkların nedenidir. Gerçek korku, ALLAH’a Karşı duyulan. ALLAH’tan başkasından korkmak şirktir. Bu insanı beh bat, ahirette ateşe mahkum eder. Peki! kimdir ALLAH dostları. Yunus;63. Ayette belirtiyor.’’ Onlar, ALLAH’ın ayetlerine yürekten İman eden ve bu imanın gereğini yerine getiren, yani dürüst ve erdemli hayatı tercih ederek kötülüğün her çeşidinden titizlikle Sakınan Kimselerdir.’’ Sorumluluk bilinci iman ve takvayı oluşturur. Neticesi ALLAH Dostluğu veli kul olmak tır. ALLAH’ın Veli kulları içinde; yunus;64.ayet,’’ Onlara hem dünya hayatında müjde var hem de Ahirete müjdeler var( keder ve kaygı duymayacaklar) ALLAH’ın Sözlerinde asla değişiklik olmaz. İşte budur en büyük başarı, en büyük mutluluk.’’ Dostlar, Dünyada sağlıklı yaşamak, ahirette sonsuz mutluluğun şifresi; RABBİNİ Bilmek, Kulluk bilinciyle imanlı ve takvalı hayat yaşayarak, haddini bilerek, zan, keder, spekülatif görüş ve düşüncelerden uzaklaşarak hayatı idame etmektir. Akıl nimetini iyi kullanmaktır. Ebedi kurtuluş un üç anahtarı: İnsanın kendisiyle ilişkisi, İnsanın ALLAH’la İlişkisi, İnsanın insanla ilişkisidir. Bu üç ilişki deki başarı insanı ebedi saadete götürür. ALLAH(C.C.) Cümlemizi; RABBINI tanıyan, haddini bilen, şifa kaynağı Kuran-ı kerime tabi olan ve ebedi mutluluğa erenlerden eylesin. Selam ve dua ile.