Yılmazlar Center’ın oradan sigorta caddesine girdiğinizde arabanızı park edecek bir yer arayın. Belki o zaman fark edeceksiniz. Caddeyi işgal eden sehpa, sandalye ya da park tabelalarından aracınızı yanaştırıp durabileceğiniz bütün alanlar, bütün kaldırım dipleri esnaf tarafından mal gelecek bahanesiyle kapatıldığını görüp keyfiniz kaçacak dönüp duracaksınız park yeri için.
En son dün yine sigorta caddesine girmiş aracı yanaştırabileceğim bir alan güç bela buldum derken internet kafe işletmecisi eğilip camdan “Abi çok duracak mısın mal gelecek” deyince aklım almadı. Mobilyacı değil, beyaz eşyacı da değil, hani öyle mal girdi çıktısı olan bir esnaf değil, mal diye neye, kime diyor dedim, acaba sabah mesaisiyle başlayıp sabahtan akşama internet kafelerde sanal zamparalık için dirsek çürüten müşterilerine mi diyor “Mal” diye. Yok, herhalde dedim tartışmaya lüzum görmeyip uzaklaştım oradan.
Neyse konu zabıtanın ellerinden öper. Kaldırım işgalleri epey zamandır öpe dursun o elleri öte yandan cadde ve sokakların işgali de öpmeye başlasın derim. El öptürmeye teşne bir toplum olarak kurumlarımız da öyle haliyle. Demem o ki kimse neden sormuyor trafik neden hesap sormaz esnafa arkadaş sen neden sana parsellenmiş gibi kaldırımları sandalyenle tabelanla park levhanla işgal edersin caddeyi diye. İddia ediyorum ölçülse 500 metre uzunluğu bulur mu şüpheli o kısa caddemizde en az 500 adet objeyle cadde ve kaldırımların işgal edildiğini görürsünüz.
Zabıtadan bahsetmişken Siirt’te yaşayan bir dostumun Siirt Zabıtası ve esnaf arasında geçen bir diyaloğun tanıklığına dair anlattıklarını paylaşayım isterim. Kaldırım işgaliyle vatandaşa yürüyecek yer bırakmayan esnafa utangaç mahcup çekingen bir edayla “abe sana zahmet kaldırımdaki bu eşyaları kaldırsan” diye rica etmiş. Sert yüz ifadesi ve ses tonuyla “bu nedir arkadaş size oy verdik bunu yapın diye” diye karşılık veren esnafa Zabıta hatırlamamış olacak ki “emir kuluyuz biz de” mealinde “abe kusura bakma ben de robotum” demiş.
Zabıta bu tavrıyla, belki esnaf olmadığımdandır bana oldum olası sevecen gelmiştir ama en nihayetinde kendisine verilen görevi esnafın huzurunu bozsa dahi yerine getirmek durumundadır. Eskilerden ya da tv haberlerinden tablacıların seyyar satıcıların beş on liralık sermayesi olan malını yerlere dökerek ya da tablalarını yere boşaltarak yapmaktan bahsetmiyorum. Çok şükür Batman Zabıtasının böylesi bir olayına tanık olmadım daha. Olacağımı da sanmıyorum ama daha ne kadar bu konu yazılır çizilir daha ne kadar yürünecek kaldırım park edecek yer bulamayız bilemem ama bu kadar ortada olan ve her köşe başında karşımıza çıkan bu sorun çözülmedikçe benim gibi ne yazacağına karar verememiş köşe efendilerinin de mevzusu olmaya devam edecektir.
Beni ne yazacağımı düşünmekten kurtaran, kaldırım ve cadde işgalcisi esnafımızı ve ceza kesmeye eli varmayan naif ve çekingen zabıtamızı muhabbet ve sevgiyle selamlarım.