CHP Genel Başkanı, Ana Muhalefet lideri Sayın Kılıçdaroğlu, iktidarı ve Başbakanlığı hedeflerken kadere bakın- ya da kaderi ahirete bırakalım- başına gelene bakalım gıcır gıcır henüz şarjöre bile girmemiş taze, taptaze bir mermi atılıyor adamcağıza.
İnce bir mesaj veriliyor kendisine “Sen tarafını seçtin, artık şehit cenazelerine katılamayacaksın”
Mermiden bile daha mermi bir tweet atılıyor Sayın Kılıçdaroğlu’na.
Hatırlanacağı üzere “seviyesiz siyasiler” diye köşe yazmıştım, olaylar ve gelinen nokta beni teyit etmekle kalmayıp aynı zamanda tetikledi.
Şimdi de “silahşor siyasiler, kanlı gladyatörler, kan siyaseti yapan vampirler” diye köşe yazarsam fazla ileri gitmiş olur muyum? Yoksa olayların ve gidişatın hakkını mı vermiş olurum? Kararı, yorumu ve durum tespitini siz okurlara bırakıyorum.
Siyaset kazanı kaynıyor hem de fokur fokur kaynıyor.
Kazanın içindeyse yok, yok… Her şey var. Nezaket yok, zarafet yok, ilkeler yok. Küfür var, hakaret var. Her türlü iftira var.
Karalamalar var, kışkırtmalar, kamplaştırmalar var neler yok ki?
Görebilenler için algıları algılayabilenler için bir de sahte suni oldukça yapay algılar oluşturuluyor.
Hedef kitle Milli İrade yani seçmen kitleleri oluyor.
Olası erken bir seçimde oy avcılığı uğruna her türlü oyunlar oynanıyor. Legal - İllegal fark etmiyor oyunlar oynanıyor.
Almanya kalemiz de düştü düşecek. Gelişen ve hoş olmayan bu tür siyasetin bedelini Almanya’daki Türkler (3./4 Nesil) ödeyecek. Hem de hak etmedikleri halde…
Fazlasıyla düşündürücü ve onarılması uzun zaman alacak siyasi infial, yanlış karar ve yorumlar Alman Parlamentosunun getirildiği gaz, lpg gazı değil fazlasıyla kışkırtıcı ve ortalığı iki yönlü büyük bedellere mahkûm edecek nitelikte.
Oysa Almanlarla tarihi ve güçlü bağlarımız vardı.
Bu göz ardı edilmemeliydi.
Kırmak, parçalamak, irtifa kaybetmek, basitleşmek akıl almaz, dönüşü olmayan yollara koyulmak her ne kadar anlamsız ve kolaysa telafisi fazlasıyla zordur bazen de mümkün değildir.
“Önce düşünmeli sonra konuşmalı mıyız? Yoksa söz nereye giderse gitsin önce konuşup sonra mı düşünmeliyiz?” sonra düşünmeliyiz seçeneği genel kabul görürse yapılacak bir şey kalır mı ortada? Önce konuştuktan sonra düşünseniz ne olur? Düşünmeseniz ne olur? Sözler mermiler gibi namludan çıktıktan sonra…
Bu anti sosyal davranış bozukluğu, beraberinde çok ağır bedeller ödetir şahsa veya kurumlara, hatta milletlere ve devletlere… Bu tür hataların sayısız örnekleri var tarihte günümüz dünyasında yaşanmış ve yaşanan.
Kılıçdaroğlu ile başladım Merkel ile bitiriyorum.
Ermenilerin soykırım meselesi Almanya’nın pavyon fedailiğini gerektiriyor muydu?
Belge ve bilgilere dayanmayan kararların ne anlamı olabilir ki?
İspata dayanmayan tezler, teoriler havada kalır havasını alır diye düşünüyorum…
Şiirlerimin beklentisi içinde olan okurlarımın isteğini yakın bir gelecekte yerine getireceğim azıcık zaman tanımaları yeterli olacak.