10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası siyasette farklı bir şekillenme olacak. Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçilmesi ile AK Partinin yeni bir Genel Başkan’a Türkiye’nin de yeni bir Başbakan’a ihtiyacı doğdu.
Seçim ertesi AK Partinin MKYK’sı ardından Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı yapılarak istişare süreci başlatıldı. AK Parti’den Kamuoyuna yansıyan (Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı olacak) en belirgin isim Ahmet Davutoğlu ismi oldu.
Sanırım önümüzdeki günlerde muhtemelen de 21 Ağustos’ta bu isim açıklanacak. Partiye hâkimiyeti, tavizsiz liderliği, karizmatik kişiliği ve tecrübesi ile Erdoğan’ın yerini alacak kimse şu anda görünmüyor. Davutoğlu da ancak “Yetmez ama Evet” denilebilecek kişilerdendir. Ama en azından M. Ali Şahin isminden çok daha iyi biridir.
AK Partinin başına gelebilecek en kötü kişilerden biri olan M. Ali Şahin ismi bir ara tellafuz ediliyordu. Sanırım bu isim “İyi bir Emanetçi” olarak Erdoğan açısından iyi gözükebilir. Ama Türkiye ve AK Parti açısından olumsuz bir kişidir. Bu açıdan değerlendirildiğinde en azından M.Ali Şahin’in gelmemesini ülke açısından olumlu olarak değerlendirebiliriz.
Erdoğan geçmişte de yaptığı gibi sürpriz bir ismi de açıklarsa hiç şaşmam. Netice itibari ile Recep Tayyip Erdoğan, “Başbakan kim olabilir?” sorusuna çok boyutlu düşünerek cevap verdiğinden Davutoğlu ismi ön plana çıktı.
Siyaset yeni bir döneme giriyor.2015 milletvekilli seçimleri her açıdan önemlidir. AK Parti açısından 2015 seçimleri sonrası Anayasa değişiklikleri gündeme gelecektir. Öncellikle “Başkanlık Sistemi” ile ilgili Anayasa değişiklikleri görüşülerek değişiklik yapılmak istenecektir.
Bundan dolayı AK Parti olabildiğince milletvekili alarak Anayasa değişikliğini yapmak, hedefi olacaktır. En azından Anayasa değişikliği için daha doğrusu Referandum için gerekli 330 milletvekili alması gerekecektir. Dolayısıyla 2015 Genel seçimleri için belirleyeceği milletvekilli adaylarının seçilebilecek nitelikte olması gerekecektir.
Diğer taraftan CHP’de de bazı çalışmalar yapılmaktadır. Parti içi muhalefet 2015 Genel seçimleri öncesi partiyi ele geçirmek istemektedir. Bunlar arasında Muharrem İnce, Deniz Baykal vardır. Safını Kılıçdaroğlu’nun yanında belirleyen Mustafa Sarıgül ve Türkiye Barolar Birliği Metin Fevzioğlu öncellikle Milletvekilli olmak istemektedirler. Sonraki aşamada ise Parti yönetiminin üst kademelerinde hatta mümkün olursa Genel Başkan olmak isteyeceklerdir.
Parti içi muhalefet, kaos ve kargaşa bir tarafa kadrolarının yetersiz olması CHP için değil iktidar olmak yeterli bir Ana Muhalefete dahi ehil olmadıklarını göstermektedir. “Yenilenmeyeler yenilirler” Sözü gereği MHP hiç yenilenme niyetinde gözükmemekte dolayısıyla hep yenilmektedir. Yenilenme sürecinde en başarılı olan AK Parti olduğu için her seçimde başarılı olmaktadır.
Sanırım “Üç dönem kuralı” da yenilenme çabasından kaynaklanmaktadır. Yenilenirken de halkın isteği önceki dönemlerde şaibelere karışmış, yolsuzluk ve rüşvetle anılmamış, millete bir katkısı olmayan kişilerin aday gösterilmemesidir.