Arap Baharı dediler birçok Arap Ülkeleri büyük tusunamilere hedef oldu. Kimisinde etkileri halen devam ediyor, Mısır, Irak, Libya, Yemen Suriye örnekleri gibi…
Şimdilerde Mayıs ayı itibariyle ilkbaharın son ayı Mayısı yaşıyorken, gerçek baharda birileri bizlere baharı, yazı, sonbaharı perdeleyerek kışı mı yaşatmak istiyor diye düşünmeden edemiyorum.
Sebep - sonuç ilişkileri itibariyle gelinen noktada ince bir mühendislik projesiyle getirilmek istenen sosyo - politik tablo ve hazırlıklar bunu gösteriyor.
MHP çok başlı bir duruma geldi. Elbette ki durup dururken değil. MHP’de siyasi faylar nükleer bir siyasi ayarla tetiklendi uzun vadeli bir proje çizildi.
Yine birileri ve uzman olan danışmanlarınca aylar önce proje çizildi adım adım nakış misali örüldü, çeşitli taktik ve manipülasyonlarla MHP bu çok başlı hale getirildi.
Projenin son evresi, finish noktası baskın erken bir seçim ve seçim barajının altında bırakılarak mirası olan tabanın oylarını AKP’ye doğru akıtmak.
Aynı senaryonun azıcık değişik versiyonunu HDP’ye de uygulayarak onu meclisin dışında tutarak alacağı oyları AKP’ye yöneltmenin kroki, proje ve felsefe ile hukuk bilgileriyle harmanlayarak devre dışı bırakmak oluyor diye düşünüyorum.
Gidilmesi gereken hedef ve menzile hızla yol alırken “gayeye giden her yol meşrudur taktiğiyle Başbakan Davutoğlu’nu da yolcu ettiler bile. Sadece 22 Mayıs AKP’nin olağanüstü kongresidir şimdi beklenen.
Emanetçi Başbakan gitti gidiyor, siyasi faylar suni olarak tetiklenip kırılıyor ve bazı partiler bu büyük tusunaminin etkisiyle dev dalgalara kapılıp seçim sandığının dibini boylama düşüncesi gündem oluşturuyor.
Sırada CHP var CHP’ye ne düşünülüyor? Onunla ilgili taktik ne? Nasıl ve hangi metotla CHP’ye oy kaybettirip AKP’ye 400 ve üstü vekil kazandırma projesinin çalışmaları adeta kozmik bir odada harlı bir çalışmayla devam ediyor gibime geliyor, zamanı gelince ve gün yüzüne çıkar birlikte şahit oluruz.
Davutoğlu’nun “22 Mayıs kongresinde aday olmayacağım” sözünü “Beni aday yapmayacaklar, yolcu edecekler, valizimi hazırladılar, (one way ticket) Tek yönlü gidiş biletimi kestiler hakkınızı helal edin” diye algılarsam günahına girmiş olur muyum, diye hiç düşünmeden vicdanım rahat bir şekilde yazıyorum.
Gelelim milli iradeye… Bu çok renkli, fazlasıyla renkli ve sinemaskop üç boyutlu yahut çok, çok boyutlu filimi izlemekte olan seçmenin görüşü, olaylara bakışı, değerlendirmesi olası baskın bir erken seçimde oltadaki yemlere takılıp av mı olur yoksa ilahi adaletin tecelli olması yönünde mi tercihini yapar bilemem çünkü milli irade kaleciyi ters köşe yatırıyor.
Uluslar arası medya kuruluşları Davutoğlu’nun açıklamalarını canlı bir şekilde flaş haber olarak kullandılar.
Aslında bu oldukça manidar ve anlamlı.
Bu yayımların etkileri, yan etkileri, komplikasyonları zamanla etkilemesi gereken şahıs, makam ve mevkileri rahatsız edecektir.
Küçük bir köye dönüşen global bir gezegende yaşıyoruz. Hiç bir şey gizlenemiyor her şey göz önünde.
Eden bulur, ektiklerini biçenler biçtiklerini beğenmeme gibi bir lükse sahip değildirler.
Beşeri hukukun boşluk ve zaaflarından, koridorlarında bir yol bulup kaçanlar, araziye uyanlar ey milli irade oylarınız kime, hangi partiye olursa olsun ilahi adaletten kaçılmaz er geç ama mutlaka ilahi adalet ilahi bir tarzla tecelli olur.
Keşke bu hallere düşülmeseydi ancak köprüden önce son çıkış da geçildi, olacak olur. Önlenemez diye düşünüyorum.