Kendi ellerimizle ve verdiğimiz oylarla sandıktan çıkarmış olduğumuz siyasiler an itibariyle ne yapıyorlar?
Kendilerine düşen görevleri adam akıllı icra ediyorlar mı?
Yoksa başka arzu, istek ve emeller peşinde midirler? Siyasi, özel fark etmez, dâhili, harici ülkemizle, vatandaşların sorunlarıyla, istekleriyle ilgili ve bilgililer mi?
Nerdeyse 2016 yılı bitiyor, 2 ay kaldı, eder 60 gün.
FETÖ ile yatıp kalktık.
Muhtemelen bu yatıp kalkmalar devam edecek.
Aynı zamanda arananlar, gözaltılar, suçlu olup kodesi boylayanlar var da var bu örgütte.
Ancak konumuz şu; ülkemizin acil ve birincil ihtiyaçları yeni anayasa (?) çalışmaları ne âlemde?
Nasıl çıkaracaklar Meclisten?
Bu konuda tüm partilerde uzlaşma çıkacak mı?
Her ses, karşı bir ses getirirse -yankı misali- işimiz zor demektir.
Öte yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ak Parti’ye minik yeşil bir mum yaktı ya da yakar gibi yaptı.
AK Parti’deki siyasiler ve Sayın Cumhurbaşkanı, çok mutlu olduklarını siyasi demeçlerle beyan ettiler, yakılan bu yeşil ışıktan ötürü.
Peki, bu Sayın Bahçeli, yaktığı minik yeşil mum ışığı veya yakar gibi davranmış olduğu bu davranış ve düşüncesini çok kararlı ve yeşil projektöre dönüştürerek hayata geçirir mi?
İnanın evet yapar yahut hayır yapmaz da diyemiyorum.
Çünkü Sayın Bahçeli, çok istikrarlı ve net kararlar verdiği halde uygulamaya geçiş esnasında çok daha extrem ve espirisel yaklaşımlarla gündemi farklı bir platforma çekebilmede mahir bir siyaset adamıdır.
En önemli konu, ücretlilerin artan bu hayat pahalılığında geçmişte aldıkları o küçük veya küçücük maaş artışları çoktan eridi, buhar oldu.
Ücretliler hem psikolojik olarak kızgın, durgundurlar, sessiz ve hiç de umutlu değiller. Siyasiler bu konuyu perdeliyor, açıklama yapmıyorlar, ücretlileri tatmin edecek onları memnun edici rakamları hiç anmıyorlar, felsefe yaparak geçiştiriyorlar, son örnek emeklilere verilecek promosyon masalında olduğu gibi.
Ücretliler iktidardan yana dertlidirler. Sözlerine de inanmadıklarını TV’lerin sahadaki röportajları bu durumu böyle gösteriyor.
Ümitle ve iyi niyetle ülkemizin ve iktidarın bu badireleri çok hızlı ve çabuk halledeceklerine inanarak ümitvar olmaktan da başka bir çıkış yolumuz yok gibi görünüyor diye düşünüyorum.
Beğeneceğinizi umduğum bir şiirimle bitiriyorum.
MARDİNİME ÖZLEM
Uzaklardan ama çok uzaklardan
Gümüş rüzgârların esintisiyle
Dram temalı bir şarkının sesi gelir
Kanatır kabuk tutmuş gönül yaralarını
“Batan gün kana benziyor”
Yaralı can'a benziyor.
Ah ediyor bir gül için
Şu bülbül bana benziyor...
Uzaklardan kimler ve neler gelmez ki?
Bir de sen gelebilseydin ya!
Mevsimlerle açan güllerle, esen rüzgârlarla, hasretle
Yok mu uzakları yakın etmenin bir yolu?
Kuşların pasaporta ve vizeye ihtiyaçları yok ki
Onlar kanatlanarak sınırları özgürce geçerler
Kuş olup uçamadım, rüzgar gibi esemedim
Yüreğinin önündeki setleri geçemedim
Her yalnızlık diğer bir yalnızlığı içinde taşır
Sana doğru esmekte olan meltemlere de
Ben bilmeni istediğim bir şarkı yükledim.
“Ben seni unutmak için sevmedim
Uzaklar yakın, yakınlar uzak, yoksun, varsın
Bu mudur hayat denen çile dolu yaşam?
Beklenen bekletmemeli bekleyeni diye bilirdim.
Çiçek ol aç, yağmur ol yağ, rüzgâr ol es...
Ama bekletme beni.
Çünkü seni unutamadım...
25/10/2016
M. Ekmen (B.Çekmece- İstanbul)
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.