Merhaba sevgili okur…
Farkındayım uzun zamandır pek bir keyifsiz günler geçiriyoruz.
Üstüne mevsim normallerini yıkıp geçen sıcaklar da eklenince vay halimize…
Çarşı pazar dar geliyor artık, fiyatlar ateş pahası.
Limon 70 lirayı gördü, şaka gibi…
Gelecek kaygısı almış başını uzaya kadar gitmiş; ağlayanımız yok…
Sağlık, ekonomi, eğitim, neresinden tutsak, elimizde kalacak.
Genç, yaşlı, kadın, erkek, engelli, kime dokunsan bin ah işit modunda…
Tüm bunlara rağmen, sokağa çıkıp sorulsa en büyük sıkıntınız nedir diye; ilk beş sorun arasında bile sayılamayacak bir konuyla meşgul ediliyor gündemimiz.
Nedir ilk 5 sorununuz?
Ekonomi?
Gelecek kaygısı?
Sağlık?
Eğitim?
İşsizlik?
Uyuşturucu?
Çocuk istismarları?
Kadın cinayetleri?
Kültür yozlaşması?
Yaz babam yaz…
Sorunlar boyumuzu aştı.
En birincil sorunumuz sokak hayvanlarıymış gibi yaygara koparılıyor da, tuhaf…
Son zamanlarda sokak hayvanlarının, saldırgan davranışlarını sosyal medya ortamlarında izlemiyor değiliz.
Elbette her şeyin farkındayız.
Kör, sağır, dilsiz, değiliz.
Çok şükür, etrafımızda olan bitenleri iyi izleyip, gözlemleyip, istişare edebilecek kadar akıllı sayılırız.
Hiçbir insanın, ne bir sokak hayvanı ne de herhangi bir insan tarafından saldırıya uğramasını asla ve kat’a istemeyiz, yemin olsun…
İnsan yaşamının kutsal olduğuna da inanıyoruz amenna…
Ama sokak hayvanlarının saldırganlığını önlemenin yolu toplu cinayetlerden mi geçmeli be kardeşim, sormadan da geçemiyoruz…
Birkaç münferit olaydan sonra bulunan ilk ve tek çözüm yolu, kimsesiz ve sahipsiz sokak hayvanlarını ötenazi yöntemiyle öldürmek mi olmalı yani, yapmayın lütfen…
Açık konuşalım o halde;
Yıllarca hayvan popülasyonunu kısırlaştırma yöntemi ile kontrol altına almayanlar kimler?
Bulduğu her toprak parçasına asfalt döküp bina dikerek hayvanların yaşam alanını yok edenler kimler?
Peki ya, sokakta hayvanları aç ve susuz bırakıp üstüne bir de şiddet ve istismara uğratıp saldırgan hale getirenler?
Her metre karesini imara açıp işgal ettiği şu şehirlerde sokak hayvanlarına birkaç metre kare doğal yaşam alanı ve rehabilitasyon alanları oluşturmayanlar kimler?
Her yıl binlerce hayvanın ölümüne yol açanlar?
Trafikte ezip geçtiği hayvanları can çekişe çekişe ölüme terk edenler kimler?
1 yılda insanlar tarafından öldürülen hayvan sayısı kaç?
1 yılda hayvanlar tarafından öldürülen insan sayısı kaç?
Elbette çetele tutmuyoruz, ölenler can…
Dedim ya, kör, sağır, değiliz, her şeyin farkındayız…
Ama sor kendine;
Hangi taraf daha tehlikeli?
Hangi taraf daha acımasız?
Kedilerin gözlerini oyan, köpeklere tecavüz eden, kadın ve çocukları istismar edip öldüren yığınla psikopatla aynı şehirlerde yaşıyoruz, farkında mısınız?
Sizce bu daha büyük bir tehlike değil mi?
Sahi, kadın, çocuk ve hayvan istismarcılarına ötanazi yapmayı düşünmüş müydünüz hiç?
Bak onu desteklerim…
Ha bir de öncelikli sorunlarımız çok başka iken, sokak hayvanlarını uyutma tasarısıyla ülke gündemini meşgul edenler de kim yahu?
Ne bu saçmalık…
Ya da şöyle sorayım; nedir asıl maksadınız?
Ağrısını, açlığını, susuzluğunu, öfkesini, hastalığını bizlere anlatamayan zavallı ve masum sokak hayvanlarından ne istiyorsunuz ne?
Çok basit çözüm yolları varken üstelik…
Kısırlaştırma yaparak hayvan popülasyonu kontrol altına almak mümkün; size güveniyorum, bunu yapabilirsiniz.
Şehirlerde doğal yaşam ve rehabilitasyon alanları oluşturarak sahipsiz hayvanları buralarda doğal yaşam alanlarında korumak ve beslemek de mümkün; inanıyorum bunu da becerebilirsiniz.
Doğaya yapılan her acımasız müdahalenin, nasıl da ölüm getirdiğini pandemi sürecinde görmedik mi? Walla billa gördük…
Ölümün nefesini ensemizde hissettik.
Sokak hayvanlarını öldürmenin de başımıza felaketler getirmeyeceğinin garantisini kim verebilir?
Ben eminim, cezalandırılacağız hepimiz…
Çünkü onlar ki yaradan tarafından yaratılana gönderilen dilsiz emanetler…
Onlar dostlarımız…
Onlar patili canlarımız ya…
Onlar, korumak zorunda olduklarımız…
Tekrar ediyorum; korumak zorunda olduklarımız…
Bugüne kadar kısırlaştırma yapmayan ve hayvan popülasyonunu kontrol altına almayanların cezasını neden sokak hayvanları canıyla ödemek zorunda kalıyor ki hem? Böyle adalet mi olur?
Hem yaradanın yarattığını biz nasıl öldürebiliyoruz, tövbe haşa, Allah’ım sen bu gafletten uzak tut…
Biliyor musunuz, onların da kendi dünyalarında bir yaşamları, anne-evlat bağları, duyguları ve acıları var; gözlerine bakın, anlarsınız.
Başlarını okşamayı, bir kap su vermeyi denediniz mi hiç?
Keşke boyunca bir tek hayvanla dostluk kurabilmiş olsaydınız…
Gerçekten en büyük sorununuz sokak hayvanları mı, merhamete buyrun beyler, merhamete buyrunuz…
Ha bir de şu tasarının adını da doğru dürüst söyleyiniz; çünkü bunun adı uyutma değil, cinayet… ci-na-yet…
Bi’şi diyeyim mi;
Hayatı boyunca hiçbir hayvanı sevmemiş gibi merhametsiz ve acımasızsınız, nırç, nırç, nırç…