?>

SON İNSANLAR

Behçet Darğın

1 yıl önce

 Korku-gerilim türünde kült bir yapım olan “The Walking Dead ”(Yürüyen ölüler) dizisi, Robert Kirkman tarafından yaratılmıştır. Rick(Rik), Daryl(Derıl), Negan(Nigın), Carol(kerıl), Michonne(Mişon) gibi karakterlerin canlandırıldığı dizi, dünyaya büyük bir hızla yayılmakta olan zombi salgınına karşı hayatta kalma savaşı veren bir grup insanın hikâyesini konu alır. Zombi virüsü, kan yoluyla insan beynine bulaşarak insanları yamyama dönüştürür. Zombiler, sadece beyinleri yok edilerek etkisiz hale getirilir. Dünya düzenini bozarak yeryüzünde kaos ve kargaşaya neden olurlar.
 Dizide zombi virüsünün nerede ve nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi verilmez. Yönetmen bu konuda yerinde bir karar almıştır. Bu durum izleyicide büyük bir merak uyandırmakla beraber çok önemli bir konuya da dikkatleri çekmektedir: “dünyaya karşı kolektif sorumluluk”.  Virüsün kaynağı hakkında herhangi bir verinin olmaması; ortaya çıkan felaketten hiçbir insanın, toplumun ve devletin sorumlu tutulamaması, dünyada ortaya çıkan olumlu-olumsuz gelişmelerden herkesin eşit derecede pay sahibi olması vurgulanmaktadır.
Bu nedenle yaş, cinsiyet, inanç, dil, ırk gibi özelliklere bakmaksızın, yaşadığımız dünyayı koruma ve geliştirme konusunda herkesin kolektif sorumluluğu vardır.
 İnsan, başından geçen olaylardan fiziksel ve psikolojik olarak etkilenebilir.  Bu süreçte bazen gönüllü bazen de zoraki bir değişim yaşanır.
Kaotik bir ortamda ciddi değişimler yaşayan kahramanlar, bambaşka insanlara dönüşerek kendilerini bile tanıyamayacak duruma gelirler.
Salgından önce polis memuru olan Rick, insanları kurtarmaya çalışan bir lidere; ev hanımı olan Carol, özgüvenli bir savaşçıya; karısını seven Nigan, çok sayıda kadına sahip, bir çete liderine; avukat olan Michonne, kılıç kullanan usta bir zombi avcısına dönüşür. Yaşanan bu değişimler, diziyi tek düzelikten kurtararak diziye büyük bir heyecan katar. Ayrıca, insan yapısının farklı durumlara çabuk adapte olma özelliğini gösterir.
Zombilerin saldırıları karşısında zor anlar yaşayan insanlar, kendilerini korumaya çalışırlar. Bu saldırılar insan doğasının farklı yönlerini ortaya çıkarır. Ve insanlar arasında güvensizlik, kıskançlık, ihanet, hırs, çaresizlik, umutsuzluk ve korku gibi olumsuz duyguların ortaya çıkmasına neden olur. Böylelikle insanlar sadece zombilerle değil birbirleriyle de mücadele eder.

DÜŞÜNMENİN ÖNEMİ

 Virüs, bulaştığı insanlarda belli özellikler ortaya çıkarır: Belli isimlere sahip değiller, seslere karşı duyarlılar ve sesin geldiği yöne doğru toplu hareket ederler, benzer sesler çıkarırlar, konuşamazlar, birbirlerine benzerler, birbirlerine karışmazlar, kolay bir şekilde yönlendirilebilirler, yıkıcı davranışlar sergilerler.
 Bu yönüyle Zombiler, düşünme yetisini kaybetmiş toplumlarla benzerlik gösterir.
Bu toplumlar düşünemezler sadece kendilerine sunulanı benimser, sloganlara, dogmalara çabuk inanır ve topluca belli öğretilerin etkisinde kalırlar. Bir holigana, aşırı sempatizana ya da gözü kara birer taraftara dönüşürler. Bireyselleşme azdır. Farklılıklara kapalılar, farklı insanlar ile iletişim kurmaz ve etkileşime girmezler.

Diğer taraftan Zombiler ile mücadele eden insanlar var. Bu insanlar da düşünme yetisine sahip toplumlarla benzerlik gösterirler.

 Bu kişiler, birbirinden farklı. Belli isimleri ve kişisel özellikleri vardır. Yapıcı, üretici ve geliştiriciler. Umutları, korkuları, sevinçleri vardır. Her birinin grupta bir fonksiyonu vardır.
Bu yönüyle bu insanlar, düşünebilen, gelişmiş, bireyselleşmenin olduğu toplumları temsil ederler.
Sonuç olarak Zombiler, insanları enfekte edip onların farklılıklarını yok ederek kendilerine benzetirler. Hayatta kalanların amacı ise hem kendilerini hem de diğer insanları korumak, farklılıklarını sürdürerek kendileri olarak kalabilmektir.

Zombi salgını, düşünme yetisinin kaybını temsil eder. Korkulansa düşünememe hastalığının yeryüzünü tamamen istila etmesidir.

Hayatta kalanların verdiği mücadele ise umudun ta kendisidir.

Dünya genelinde büyük bir izleyici kitlesine ulaşan “The Walking Dead” dizisi; dünyayı, sorumluluklarımızı, düşünme yetimizi tekrar gözden geçirmeye davet eder, bizi. İzlediğimde büyük bir keyif aldığım bu harika diziyi

izlemenizi tavsiye ederim.

Yazımı diziden bir alıntıyla bitiriyorum.

“Her zaman umut vardır. Belki sende yok, belki burada yok ama bir yerde birilerinde var.”(Rick )

İyi seyirler… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI