16 Nisan referandum sonuçları EVET çıkarsa hayırlı mı ? değil mi ?
Gelecekte olabilecek icraatlar ve bir çok değişik parametrelerde rakamlarla netleşecek verilerin sonuçları fazlasıyla belirgin hale gelecek.
“Doğmamış çocuğa don biçmek” diye bir deyim vardır, ona benzer bir durum ortada.
EVET’i bu yüzden pas geçiyorum şimdilik.
Asıl mesele ve köşemin ana mahyası yani taşıyıcı kolonları HAYIR olduğu için amacım bu durumu analiz etmektir.
EVET değil de HAYIR çıkması halinde siyasi iktidar şöyle düşünmeli mi ?
Her istediğimiz olmuyor, milli irade bize olumlu onay vermedi, bu demektir -ki yanıldık biz sonuca saygı göstermeliyiz-
Yine meşhur balkon konuşmaları yapıp söyledikleri yine o balkondan uzaya dalga dalga yayılıp unutulur mu ?
Çünkü geçmişte biz bu meşhur balkon konuşmalarını çok dinledik.
Güzel temenni ve dileklerdi.
Halkı bir bütün olarak kucaklayan, herkese ve her kesime hitap eden nitelikteydi.
Ancak maalesef ilerleyen zamanlarda o balkon konuşmaları balkonda kaldı ve balkon çok fazlasıyla yüksekteydi adeta ulaşılmayacak kadar yüksek.
Sonuç olarak yine siyasiler hoş olmayan söylem ve kinle nefretle insanları ayrıştırdılar, kamplaştırdılar, farklı farklı guruplara ayırdılar.
Bu gerçeği tüm vatandaşlar biliyor, görüyor hiç kimse itiraz edip görmezden gelemez, gelmemeli de.
Zaten siyasal iktidar fazlasıyla çalıştı yoruldu.
Artık siyasi arena olsa bile bir mola yahut devre arası vermeleri gerekmez mi ? diye düşünmemek elde değil.
Belki adam akıllı bir ana muhalefet yok karşılarında.
Hatta ne oluyorsa bu amatör, konumunu ve misyonunu bilmeyen, yerine getiremeyenlerden kaynaklanmıyor mu, gelinen son durumlar ?
ancak “olmaz olamaz AK Partinin rakibi yok, alternatifleri de yok” tezine katılmıyorum.
Eğer yoksa olamaz anlamına gelir mi ?
Yaklaşık 80 milyon demografiye sahip bir ülkede alternatifsiz bir parti olabilir mi ? olmalı mı ?
İyi niyetle düşünürsek ve hakikaten de istenirse AK Parti’yi sollayacak ve onlardan çok daha da başarılı siyasetçiler tarafından parti kurulup pekala alternatif olunabilir.
Türkiye’mizde bu potansiyel fazlasıyla var. Hiç kimse inkar etmeye kalkmasın.
İnkar edilmesi halinde milletimize hakaret edilmiş olur.
Unutulmamalı ki siyasetimiz kıyamete kadar AK Parti’yle devam edecek değildir öyle değil mi ?
Yeter artık artısıyla eksileriyle mola verme onları dinlendirme zamanı geldi geçiyor bile.
Bu ülkede çalışkan, zeki gözü kara, bilimsel projeler üretebilecek mevcut siyasilerin de çok daha üst seviyelerinde, siyasi misyonu yerine getirebilecek insanlarımız vardır mutlaka. Olmaması düşünülemez zaten.
Zaman o zaman dır ki o nitelikte siyasete hakim ve ülke sevdalıları ortaya çıkıp “yeter ! beyler bu devran hep böyle gitmez, gitmemeli, bizler de varız” deyip meydana çıkmalarıdır. Sanırım an o andır.
İnsanlarımız bıktı aynı söylemlerden aynı simalardan.
Demokrasi varsa ? demokrasi gereği bu olmalıdır.
Millet kavga istemiyor. Sık sık seçim istemiyor. İşsizlik istemiyor. Fakir olmak istemiyor. Nefret ve kin istemiyor.
Konuşulduğu kadar, kavga edildiği kadar ülkenin vatandaşın sorunlarına zaman ayrılsa bu konuların üstüne gidilse sorunlar çözülür.
Refah ve mutlu bir millet ile yaşam konforu elde edilir.
Maşallah ülkemiz de yok yok.
Ne istersen var ama üzülerek yazıyorum olumlu anlamda demiyorum. Diyemiyorum. Cinayetler, hırsızlıklar, her tür terör, darbe girişimi, kadına şiddet kadın cinayetleri , ekonomide gelinen durumlar ile işsizlik yüksek enflasyon, uçmaya devam eden döviz altın, petrol fiyatları ve daha neler neler…
Komşu ülkelerle sıfır problem ve maximum fayda politikalar vaat ettiler.
Aramızın iyi olduğu hiç bir komşu ülke yok.
Siyasi bir propaganda yapma adına argo dil kullanılmalı mı ?
Hakaret boyutlarına siyaset çekilmeli mi ?
Herşey bir yana nefes almak, geçinmek yaşam standartları, hayatın kendisi ertelenemez. Referandumla yatıp referandumla kalkıyoruz.
Oysa bu seçimlerden de daha önemli olan halkın yaşam ve geçim standartlarıdır. Sorunlarıdır.
Ülkenin hayati önem taşıyan bekasıdır.
Siyasi karar ve sonuçlar lehte veya aleyhte sonuçta ilk etapta siyasileri etkiler.
Oysa milletin kendisi ve her anlamda beklentileri sorunları umutları hemen hemen 80 milyon kişiyi etkiliyor.
Asıllar mı vekiller mi diye irdelemek gerekiyor ?
Sonuç olarak HAYIR çıkması halinde siyasi iktidar balkon konuşması yapmayıp oturup kendi özeleştirisini yapıp neden HAYIR çıktı diye uzun uzun düşünmesi gerek.
Bana kalsa istifa etmeleri gerek ama asla böyle bir eylemde bulunmayacaklarını bildiğim için hem yazamıyorum hem de beklemiyorum.
Zira iktidarla yaklaşık 15 yıldır haşir neşir olduğumuz için ne yapıp ? ne yapmayacaklarını net olarak biliyoruz millet olarak.
“Biz bu ülkeye sevdalıyız…Size hizmetkar olmaya geliyoruz” sloganlarıyla yola çıkan ve halen de zaman zaman bu sloganları çekinmeden kullanan siyasilerin bize hizmet kar mı ? efendi mi ? olduklarını yazmama gerek var mı ?
Birlikte yaşayıp görmüyor muyuz ? ne olup ne olmadıklarını ? diye düşünüyorum.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.