Pandemi ile başlayıp ekonomik krizle zirve yapan fahiş fiyat artışı ve stokçulukla ilgili bir denetim var mı, yok mu?
Vatandaştan bu ara sık sık şikâyetler alıyoruz.
Bazı ürünler raflarda yeteri kadar bulunmuyor veya fiyatlarda fahiş bir yükselme varmış.
Oysa 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna eklenen Ek 1. Madde gereğince üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamayacak, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunamayacağını açıkça söylemektedir.
Söylüyor söylemesine ama bazı vicdansızlarda çıkar söz konusu olunca bazılarının gözü kararıyor.
Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları piyasada fiyat dengesini alt üst ediyor.
Kar haddi, kıtlık, ürünlerin karaborsaya düşmesine kimse aldırış etmiyor.
Tüketicileri korumaya yönelik mevcut tedbirler yeterli değil.
Denetim ve incelemeyi kim yapıyor, şikâyetler kimlere yapılacak vatandaş bilmiyor.
Marketlerde satılan herhangi bir ürünün veya hizmetin satış fiyatı adeta kişilerin inisiyatifine bırakılmış.
Toptancı, üretici, perakendeci herkes bir taraftan stokçuluk ve fahiş fiyat artışını keyfine göre yapıyor.
Özellikle market zincirlerinin fiyat arttırmada rol aldıkları iddia ediliyor.
Bu ara raflardaki şekeri teker teker geri çekiyorlarmış.
Demek ki önce şeker kıtlığı imajı yaratacaklar sonra da fiyatı istedikleri orana taşıyacaklar.
Piyasada dar alan yaratılıyor göz göze.
Sırsın bu yazın ortasında özellikle gıda ürünlerinde kıtlık var.
Bu gidişle en geç 10–20 yıl sonra yaşanacak gıda kıtlığı, stokçular yüzünden şimdiden yaşanıyor.
Meydanı boş bulan fırsatçılar piyasada çıkarları için fiyat dengesini alt üst ediyor.
Serbest piyasa ve rekabet, çıkar döngüsünde dönüyor.
Fiyatlarda bir istikrar yok.
Habire keyfi zamlar yapılıyor.
Oysa bu tür faaliyetlerde bulunanlara elli bin liradan beş yüz bin liraya kadar, idari para cezası verilmektedir.
Hayat pahalılığına ve kıtlığa hizmet edeni meslekten men edip hatta hapse atmak lazım.
Para cezası tek başına yetmez fırsatçılara.
Denetçilere bu sürede çok iş düşüyor.
Şayet görevleri başındaysalar neden vatandaşın gördüğünü onlar göremiyor?
Şeker bu ara leblebi gibi zincir mağazalardan farklı yöntemlerle stoklara kaldırılıyor.
Yağ ve çay da öyle.
Bu işi yapanlar sadece zincir marketlerle sınırlı kalmıyor.
TMO Ofisi ve Tarım Kredi Kooperatiflerine de el atmışlar.
Bu yüzden aynı kişilerin her gün her gün kuyruklarda beklemesi boşuna değil.
Satışlar aynı kişiye en az ayda bire indirgemeli.
Her marketin başına görevli koymak elbette mümkün değildir.
Satış işlemleri ve kayıtlar incelenmeli.
Bizi arayan bir vatandaş anlatıyor.
Diyor ki “Ben alışveriş yaptım, kasadaki görevli fişime 5 kiloluk bir şeker ekledi ama bunun parasını senden kesmeyeceğim” dedi.
Demek ki stokçuluğun ve karaborsanın kılıfını da bulmuşlar.
Kendi kendilerine şekeri satıp depolara atıyorlar.
Başka biri anlatıyor, raflarda olmayan birçok ürün depolarda bekletilerek karaborsaya düşürülüyor, fiyat yükseldikten sonra raflara konuluyor.
Tabi bunlar birer iddia.
Her halde vatandaş stokçuluk yapanların kim olduğunu ve telefonunu bilmediği için şikâyetlerini bize yapıyor.
Bunun için hem denetimler sıklaştırılmalı hem vatandaş, şikayetini kime yapması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir.