İçimizdeki sessizliği daha da fazla sessizleştirmeden; bazı eylem ve önemli olayların üstüne üstüne ancak bilimin ışığı doğrultusunda gidebilmeyi başarabilirsek salt ve mutlak gerçeklere ulaşabiliriz.
Yeşil pasaporta sahip olmanın sağladığı avantajlarla vize almaya gerek kalmadan on’larca ülke gezdim.
Bu gezmeler sadece bireysel ve self tatmin anlamında değildi.
Yani şu ülkeye de gideyim mutlu olayım yahut filanca müzeyi de göreyim anlamlarında değildi.
Gaye insan ve yaşam koşulları, eğitim, bilim ve sanat artı sosyal sosyolojinin etkileri, sonuç-sebep özetini de irdeleyen ve araştıranlardanım.
En çok dikkatimi çeken ve en belirgin veri şu olmuştu. Ekonomisi iyi olmayan yahut kalkınma trendi çok yavaş olan ülkelerde suç ve suç oranları gerçekten maximum seviyelerinde oluşuydu.
Çok dikkat ettiğim bir araştırmam da hapishaneleri çok olan ülkelerde eğitim minimum seviyelerde olup kütüphaneler sayısı olarak en az miktarlardaydı.
Okumuyorlar insanlar.
Okumayınca da uygar olamıyorlar.
Her tür sorunlarını hal etmede illegaliteyi ön planda tutuyorlar o ülkelerde yaşayan bireyler. Bu arada bu bireyler sayısal olarak artınca maalesef kitleler oluşuyor suç’a karışanlar ve suçluluk psikolojisiyle mutsuz-umutsuz yaşayanlar.
Bu arada toplum mühendisliği, Psikologlar, Psikiyatr’lar ve sosyologlar, bilim insanları hatta akademisyenler topluma projektör olup aydınlatma görevlerini icra etme eyleminde başarılılar mı? Yoksa titr ve makam düşkünleri mi dirler? İnsanlara kartvizit vermeye bayılıyorlar.
Suçluluk psikolojisi trendi yüksek olan toplumlarda cehalet, cinayet v.s her tür negatif eylemlerin fazlasıyla yüksek boyutlarda olduğunu tüm Dünya insanları yaşayarak ve görerek en azından haber kanallarında izledikleri haberlerden de öğreniyorlar.
Peki, bazı siyasi kimlik ve şahıslar çok mu masumlar? Hayır değiller en azından aydın ve eğitimli insanlara siyahı beyaz - beyaz siyah olarak yutturamayacaklarını bildiklerinden sevmezler aydınları ve bilimsel düşünüp analiz-sentez yapan birey ve toplumları. Fakir uzak doğu ülkeleri yine Afrika’da kalkınması hiç bitmeyen ülkeler bu tezimin en belirgin örneği olan ülkeler değiller mi?
Gerek birey bazında gerekse toplum bazında suçluluk psikolojisini yenmenin hatta yok edebilmenin yegâne çaresi ve ilacı eğitim ve bilimdir. Suçluluk psikolojisi ruh halini yaşayan ve o mod’da olan her birey veya toplumlar suç işlemeye son derece yakın ve adaydırlar.
Ancak ekonomi sorununu hal edememiş olan ülkelerde de suç oranları grafiği hayli yüksektir. Suçların meydana gelmesinde bu da etken ve aktif bir katalizör olgudur.
Bitirirken mutlak surette gerek birey olarak ve gerekse toplum olarak; Okumanın ve eğitimin aydınlıkları daha da aydınlattığını kabullenip olmazsa olmamız eğitim ve bilim olmalıdır.
Bu arada oğlum Mahmut Kemal Ekmen Beykent üniversitesi sivil havacılık bölümünü bitirip yıl ve dönem kaybı yaşamadan mezun oldu. ‘’Baba Allah razı olsun senden eğitim çok farklı bir statüymüş sana ömür boyu minettarım ‘’ sözlerini unutmadım. Ben de hep mutluluk dolu bir cümle olarak kalacaktır.
Tüm mezunlarımıza sınırsız başarılar dua ve dileklerimle 6 Eylülde yüz yüze eğitime başlayacak olan öğrenci kardeşlerimizin ve evlatlarımızın öncelikle ülkelerine ve tüm Dünya’ya yararlı birer nesil olmalarını diliyor ve kendilerini sonsuz başarılar diliyorum.
Kalın sağlık ve mutluluklarla Batman Sonsöz okurlarımız ve değerli Batmanlılar.