Merhabalar, nasılsınız benim can okuyucularım?
Biliyorum aralıklı yazıyorum, gerçekten çok yoğunum bu aralar.
Ama bu sizi ihmal ettiğim anlamına gelmesin.
Benim için çok değerlisiniz.
Gelelim esas konumuza;
Başımızın derdi olan koronaya...
“Tam kapanmalar bitti, her şey normalleşiyor” derken yine olmadı başaramadık.
Şu koronayı bitiriyoruz derken bir bakıyoruz ki onunla yaşamaya alışmışız.
Eee böyle rehavete kapıldığımız için tedbirleri de elden bıraktık.
Günlük yaşamda doğru düzgün maske kullanımı yok artık ya da çok az.
Okullardaki öğrenci arkadaşlarımızda da maske ve mesafe yok ya da dikkat eden çok az.
Nereye kadar öğretmenlerimiz, okul idareleri, MEB Bakanlığı ya da Sağlık Bakanlığı tedbirleri sağlayacak?
İmkânsız.
İşte bu yüzden, bu kara günlerden gerçekten kurtulmak için biz de kendimizi kısıtlamalıyız, sağlık önlemlerimizi almalıyız.
Sadece öğrenciler değil, onların velileri de gereken kontrolleri sağlamalı, daha itina ile önlemlere dikkat etmeli.
Tedbirlere uymuyoruz, salgını ciddiye almıyoruz.
Bu cesareti nerden alıyoruz?
Aşıdan mı?
Peki, o zaman hepimiz aşılı mıyız?
Pek zannetmem.
Sadece tedbirlerden sıkıldık.
Eee bizim topluma ters bunlar, mesafe bize göre değil.
Biz sarmaş dolaş olan, kucaklaşmayı seven, sevgimizi somut şekilde göstermeye çalışan bir toplumuz.
İşte bunun için bir türlü koronayı bitiremedik ya da kontrol altına alamadık.
Bize bu yakışmaz.
Çünkü biz bilinçli bir toplumuz.
Lütfen tedbirleri elden bırakmayalım.
Toplumdaki her vatandaşa, okuldaki her bir öğrenciye, tüm velilere iş düşüyor.
Aşı, maske ve sosyal mesafeye dikkat edelim.
Lütfen...
Daha güzel günlerde, daha güzel konuları kaleme aldığım yazılarımda buluşmak üzere.