Tefeciler Batman’da bir aileyi daha yok etti.
Bir ocak daha tefeciler yüzünden söndü.
İddialar doğruysa eşini, çocuğunu ve kendini öldüren esnaf da tefecilere borçlanmış, bunalıma sürüklenmiş
ve çıkmaza girmiş.
Geçmişte, borcunu ödeyemediği için mektup yazarak tefecileri ifşa eden ve intihar edenler olmuştu.
Buna bakılırsa Batman’da intiharların en önemli nedenlerinden biri de
tefeciliktir.
Tefecililik Batman’ın kanayan yarasıdır.
Son günlerde öyle bir hale geldi ki Batman’da imamlar bile cuma hutbelerinde tefecilik sorununa değinmek zorunda kaldı.
Ak Parti İl Başkanı Hüseyin Şansi tefeciliğe karşı topyekün toplumsal mücadele çağrısı yaptı.
Toplumun her kesimi şüphesiz ki tefeciliğe tepkilidir.
Son yaşanan kahredici intihar olayı Batman’da bu sorunun geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Tefecilik sadece haksız yollarla kazanç elde edilen bir sektör değil, borçlandırdıkları kişilerin kanını emen ve son kuruşlarına kadar neyi varsa elinden alan bir yöntemdir.
Dinde, vicdanda, yasada, hiç bir gerekçesi ve ahlaki yönü yoktur.
Para ticaretinin en acımasız, kanunsuz ve vicdansız şekildir.
Bu böyle bilinmesine rağmen tefecilik şehrimizde yıllardır devam eden bir baş belasıdır.
Servet sahipleri, parayı nasıl kazandığına bakılmadan, saygın insanlar olarak kabul ediliyor.
O parayı nasıl kazandıklarına bakılmadan değer veriliyor.
Tefecilerin kim olduğunu merak ediyor musunuz?
Tefecilerin kim olduğunu;
Onları saygın ticaret iş insanları olarak gören banka müdürlerinden,
Sırtlarını dayadıkları aşiretlerden,
Çek senet tahsilatı yapan çetelerden,
Aldıkları her ihalede kendilerinden daha çok kazanan müteahhitlerden,
Kira ve vergi borcu altında ezilip bankalardan dahi artık kredi alamayan ve ezilen esnaftan,
Uzlaşmazlık ve iflas durumlarında arabulucu olan cemaat ve siyasi parti liderlerinden,
Borç karşılığı aldıkları ev ve iş yerlerinin resmi işlemlerini yaparak kendi üstüne alanlardan öğrenebilirsiniz.
Doğrusu Batman’da herkes, kimin tefeci olduğunu biliyor.
Herkes bu konuda başını kuma gömmüş durumda, görmedim ve tanımadım diyor.
Hatta tefeciler paralı olduğu için ve sırtlarını sağlam duvarlara dayayarak güçlü oldukları için toplumda itibar dahi görüyorlar.
Tabi bu, basit bir mesele değil.
Bir basın açıklaması yaparak çözülecek bir sorun da değil.
Bu sorun çok boyutlu bir sorundur.
Öncelikle devletin güvenlik birimlerinin, bu sorunun üstünde titizlikle durması gerekir.
Çünkü bu sektörde kara para ve haksız kazanç trafiği söz konusu.
Tabi tefecilik sektörü öyle geniş bir mekanizmaya dönüşmüş ki, bu işin içinde sadece para sahibi olanlar yok.
Çek senet tahsildarları, mafyavari özel korumalar, çanta taşıyıcıları, arabuluculuk yapanlar ve komisyonculardan oluşan bir yapıyı da beraberinde oluşturmuş tefecilik.
Şehrimizde sık sık meydana gelen, ölümlerle ya da yaralanmalarla sonuçlanan alacak-verecek kavgalarının çoğunun arka planında da tefeciler var.
Tefecilerle samimi bir şekilde mücadele edilecekse bu hususlar gözardı edilmemelidir.
Tefecilik sektörünü sadece borç veren ve para sahipleri olarak ele almamak gerekir.
Bu sektörün tüm aparatları, uzantı ve bağlantılarını yani tüm çarklarını söküp atmak gerekir.
En basitinden, anlaşmazlık durumunda tefeci ile borçlu arasına giren kim olursa olsun, o da suçlu sayılmalıdır.
Uzlaşma meselesi için gelen alacaklı ve borçluyu mutlaka adliyeye ve güvenlik birimlerine bildirmek gerekir.
Ama ne yazık ki siyasi partiler, cemaatler, kimi STK ve oda başkanları, kanaat önderleri ve iş insanlarının da bu işlerde tarafları uzlaştırmak için arabulucu oldukları iddası var.
Belki iyi niyetle, meselenin büyümemesi için arabulucu olunuyor ama bu yaklaşım bile tefecileri meşrulaştırmak ve muhattap almak anlamına geliyor.
Tefecilik suç ve günahtır.
Bu suç ve günaha hiç bir şekilde bulaşmamak gerekir.
Birileri diyebilir ki tefeciler de faizle para veriyor, bankalardan ne farkı var?
Faizin her türlüsü elbette haksız bir kazançtır ve dinimizde günahların en büyüğüdür.
Bankalar kişiye sağlam kefiller üzerinden kredi verir.
Yani borçlu şahıs kredisini ödeyemez ise o borcu ödeme gücü olan kefillere ve yeterli teminatta kredi veriliyor.
Ayrıca banka, düzenli bir geliri yoksa faizle para vermez, verse de kişinin gerekçesine bakar önce…
Bir ev alacaksa evin tutarının en fazla yarısı kadar kredi verir.
Kredi siciline bakar.
Borçlu şahıs, bankaya borcunu ödemezse yasal yollarla alacağının peşine düşer.
Ama tefeci öyle değil,
limit önemli değil onun için…
O kendi kârını düşünür ve alacağını kanunsuz yöntemlerle mutlaka almasını bilir.
Batman’da tefecilik yüzünden bir çok iş insanı iflas etti, tüm varlığını yitirenler oldu.
Son intihar olayında olduğu gibi,
bunalıma girip eşi, çocuğu ve kendi canına kıyanlar da oluyor.
Batman halen bu olayın şokunda.
Yeter artık, tefeciliğe dur denilmelidir.
Tefeciliğin kökünün kazılması için yasal ve toplumsal bir kararlılık ve mücadele şarttır.
Tefeci de, aracı da, uzlaşmacı da, borç alan da suçludur.
Tümüne en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır.