1955 Batman Belediye Hentbol Takımı,
Perşembe günü
19 Mayıs Spor Tesisleri’nde
Bursa’nın Selka Takımı ile karşılaştı.
Karşılaşmaz olaydı.
Hayatımda izlediğim en ruhsuz maçtı.
Oysa büyük bir heyecanla gittim.
Hafta içi, mesai saati ya,
Tribünler bomboş.
Genç 72 de yok.
Zaten uğursuzluk, böyle başladı.
Her zamanki gibi basın tribününde en soldaki koltukta kuruldum,
Tripotu kurdum.
Batman Sonsöz’ün facebook hesabından
Canlı yayını açtım.
Açmaz olaydım.
Maçın ilk dakikalarından itibaren bir hüsran.
İkinci yarı canlı yayını da kapattım.
Bir ara beraberliği yakaladı temsilcimiz,
Yakalamaz olaydı.
Umut verip, dibe batırdı çünkü.
İlk yarıyı, geride kapattık.
“Umutlar ikinci yarıya dedik”
Demez olaydık.
Aradaki fark açıldıkça açıldı.
Çetin, Niyazi, Alican, Veli,
Hatta Alex, Malios,
Bütün sporcularımız, sanki başka dünyalarda geziyordu.
Sporcularımız, tribünde maç izler gibi
Topların bir bir kalemizde filelerle buluşmasını izledi durdu.
Sporcular, darmadağınık oynadı,
Takımda bir düzen yoktu.
Sporcular konsantre olamadı.
Eşleriyle kavga etmiş de gelmiş gibiydiler…
Tek 1 kişi vardı bizim sahada.
Kaleci Yağız.
Diğer kaleci Adrian zaten Batman’da yoktu.
Bütün yük, Yağız’ın omuzlarına yığılıp kaldı.
Kalenin önünde bir koruma duvarı (savunma) yoktu.
Toplar, rahatlıkla dönüp dolaşıyor, kalemizde filelere ulaşıyordu.
Yağız, 3–5 topu can havliyle kurtarmasa, aradaki fark katlanıp duracak.
Dişini tırnağına taktı,
60 dakika boyunca kan ter içinde kalesini korumaya çalıştı.
Kurtardığı toplarla tribünlerden alkış aldı.
Maç, adeta 7’ye 1 kişi oynandı.
Ve maçın sonucu sürpriz olmadı;
31–24 mağlubiyet.
Kupa Maçı’ymış bu.
“Turu zora sokmuş takım” öyle diyor patron.
Ben işin o kısmını anlamadım ama
Pazar Gün ki lig maçı olan Beşiktaş Maçı için korkmaya başladım…