Batman, tekstil kent olma yolunda hızla ilerliyor.
Bunun nedeni elbette öncelikle iş gücünün ucuz olması ve devletin sunduğu kredi ve olanaklar.
Tahminlere göre direk ve dolaylı bir şekilde yaklaşık bir tekstil atölyesinde 30 bin dolayında kişi istihdam ediliyor.
Tabi bu az bir rakam değil.
Her bir kişi 3 kişilik aile bile olsa bu demektir ki yaklaşık 100 bin kişinin ekmek kapısıdır tekstil.
Elbette tekstil sektörünün gelişimi, her bir açıdan şehrimiz açısından değerlidir.
Tekstil sektörü bu denli gelişiyorken şehrimizde henüz bir çırçır fabrikası, bir iplik veya kumaş fabrikası yok, o da ayrı bir sorundur.
Hazır İŞKUR, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve Dicle Kalkınma Ajansının (DİKA) tekstil sektörüne destek sunuyorken, tekstilin ham maddeleri konusunda da bir takım adımlar atılması gerekir.
Öncelikle Tekstil İhtisas OSB’nin kurulması gerekir.
Üniversitenin, bu sektör için ARGE çalışmaları başlatması lazım.
Batman’ın tekstil sektöründe kendi markasını oluşturması gerekir.
Özellikle tekstil sektöründe Batman’ın kendi markasını oluşturması gerekir.
Fason üretim veya başkasının markasını üretmenin yanında Batman’ın kendi markası da gereklidir.
Sadece tekstilde değil, üretimin her alanında markalaşma şart.
Tekstildeki gelişmenin, şehrin gelişmesine, özellikle işsizlik sorununa ve ekonomiye ciddi katkıları vardır.
Tekstil geliştikçe bir sektörleşme ortaya çıkıyor, bununla birlikte tabi ki bazı sorunlar da oluşuyor.
Ancak tekstil sektörünün kazancı, Batman'daki diğer kesimleri de ciddi manada olumlu etkiliyor.
Servis ve yemek sektörüne, her türlü esnafa önemli katkı sunuyor.
Tabi en önemli katkıyı da işsizlere sağlıyor.
Yaklaşık 30 bin kişi, tekstil atölyelerinde farklı işlerde çalışmaktadır.
Tekstil emekçilerinden zaman zaman şikayetler geliyor.
Maaşların azlığından tutun, ulaşım, yemek ve iş güvencesine kadar bir çok şikayet alıyoruz.
Bazen biz de şahit olmaktayız.
Mesela tekstil atölyelerinin önünden geçerken sanki tekstil değil de müzik atölyesi mübarek.
Öyle yüksek sesle müzik çalınıyor ki kimsenin kimseyi duyması adeta imkânsız.
Merak ettim, bir sanayiciye “bu yüksek sesli müziğin sırrı nedir” diye sordum.
Çalışanların kendi arasında konuşmalarını engelleme ve performanslarını müzikle artırma yöntemi olduğunu söyledi.
Ancak müzik sesi o kadar yüksek ki çalışanların sağlığını olumsuz etkileyecek düzeyde.
Tekstil emekçilerinin bu tür sorunlarına çözüm bulmak lazım.
Bir tarafta tekstil sektörleşirken, bir taraftan çalışsan sayısı da artmaktadır.
Sayıları neredeyse 30 bini bulan tekstil işçilerinin sayısı gün geçtikçe artıyor.
Bu sektörün ekonomik sosyal haklarının da mutlaka korunması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekir