Bu yazı her yaz gibi toz içinde geçireceğimiz malumunuz diye yazacağım ama galiba bu yaz her yazdan fazla toza boğulacağız.
Neden derseniz, bildiğiniz ve yaşadığınız üzere eski Devlet Hastanesi kavşağında yürütülen köprülü kavşak çalışması ve çalışmanın üstünden akmaya çalışan yoğun trafik yükü hepimizi günde en az bir kere toza bulayacağa benziyor.
Köprülü kavşak ne zaman başladı ne zaman biter karayolları niye alternatif yol açmaz.
Açılan yolların ışıklandırma ve güvenlik tedbirleri neden alınmaz, tabelalarla özellikle şehirlerarası trafik neden sağlıklı yönlendirilmeye çalışılmaz?
Bir soru dizisi oluşturur köprülü kavşak.
Belki de bitmesi için belli kimselerden yüksek mertebelerden bir devlet büyüğünün gelmesi gerekir.
Hatırlayın Bölge hastanesinde yapılan benzer çalışma yerel seçimler öncesi Başbakanın geleceği telaşıyla alelacele bitirilebildi.
Neymiş, isteyince oluyormuş.
Bizim her işimiz öyle değil mi? Ev içinde ki halimiz ne ise sokaktaki, yaşadığımız şehirdeki halimiz de odur. Demem o ki gösteriş meraklısı şov düşkünü bireyleriz hal böyle olunca kentin yönetimine kurumlarımıza da benzer hal yansıyor. Bütün çabamız gösteriş üzerine kurulu.
***
Saygısızlıkla Savaşanlar Derneği
Bu sabah bindiğim otobüste karşımda oturan adamın yaptığını anlatmaya kalksam eminim hepinizin midesi bulanacak.
O hal üstüne hatırladığım ve yakın zamanda afişi üzerinden tanıdığım bir dernekten bahsetmek istiyorum.
Dernek eski şimdilerin değil.
İhap Hulusi Görey isimli grafikçinin kaleminden çıkmış afiş çok eski bir afiş. Vatandaş diye hitap ediyor ve devam ediyor; yere tükürene, yasak dinlemeyene, herkesin rahatını bozana, saygısızlıkların her türlüsüne, aldırmamazlık etme. Afişin en altında derneğin adı yer alıyor Saygısızlıkla Savaşanlar Derneği.
Dernek 1930’larda kurulmuş. Yukarıda bahsettiğim afiş trenlerde, tramvaylarda vatandaşın dikkatini çekecek birçok yere asılıyor. Kimilerince bu afişlerin etkili olduğu söylense de sonuçlarının doğru ölçülebildiğini düşünmüyorum.
O zamanların Anatomi Profesörlerinden olan Zeki Zeren’in kuruculuğunu yaptığı dernek zamanla üyeler toplamaya başlıyor.
Fakat 10 yıl sonra kapanmak zorunda kalıyor. Derneğin kurucusu Zeki Zeren bir gün vapurda sigara içen üç genci uyarıp da uyarılarının ciddiye alınmadığını görünce onları emniyete çağırtmasıyla olayın seyri ya da resmi diyeyim farklı algılanmaya başlıyor. Dernek ve mensupları halkın içindeki ajanlar olarak görülmeye başlıyor ve dernek kapanmak zorunda kalıyor.
***
İşte bu sabah otobüsteki adamın karşısında ve yanında oturanları umursamadan yaptığı şey aklıma bu afişi getirtti ve aldırmamazlık etme dedi ama direndim ve aldırmadım maalesef.
Daha önce sokakta davranış biçimine, oturma biçimine yürüme şekline, çöp atma haline ümkürme kırma çizme durumların çok itiraz etmişliğim vardır. Ama bu itirazlara karşılık utanmış yüzler mi buldum dersiniz maalesef edipsizce dayılanan yeni yetme gençler sanane diyen yüz ifadeleri aldığım karşılık oldu.
Çünkü aldırmamazlık eden sayılı insan olunca diklenmeye daha da cesaret buluyor edepsizlik.