Din ve siyaset ilişkisini, tasvip etmediğim, onaylamadığım, hoşlanmadığımdır.
Elbette her kes gibi dindar olanlar da dürüst siyaset yapmaları ve siyasi bir partide görev alması doğaldır. Benim söylemek istediğim, karşı olduğum, çıkar ve menfaat üzerine dönen siyasettir.
Dini veya dinsizliği siyasete alet etmek, şer düşüncenin bir ürünüdür.
Tesettür erkek ve bayanlara Allah'ın bir emridir.
Bu emir içinde bayanlara özgü olan ve tesettürün bir parçası da turbandır.
Turban, yıllarca ülkemizde siyasi bir söylem olarak maalesef yer edinmiş ve edinmeye devam etmektedir.
Ahzap suresi 59 ayet: "Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir."
Cumhuriyetin kurulmasından sonra batılılaşma adı altında, Allah'ın emri ve kadınlar için bir ibadet olan örtünme yasaklanmış, baskı altına alınmıştır.
Mağdur olan bayanların hak aramaları, siyaset alanında yer bulmasına sebebiyet vermiştir.
Ne yazık ki siyasete malzeme olan türban, tesettürü unutturmuş, günümüzde turban ise siyasi bir rant olarak değer kazanmıştır.
Turban ve tesettür iki farklı mana haline gelmiştir. Bayanlara türbanı anlatmak mümkünken iken türbanlıya tesettürü anlatmak imkansız hale gelmiştir.
Hele bir kısım çalışan, okuyan, türbanın getirisi için, başlarını öterken tesettür konusunda utanılacak duruma geldikleridir.
Onların konuşmaları, ses tonları, erkeklerle iş ortamı, arkadaşlık ilişkileri, dar giyinmeleri, koku sürmeleri, vücut hatlarını gösteren dar ve ince giyinmeleri, yürüyüşleri... Tesettür değil tesettüre ihanettir.
Nur suresi31 ayet: "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar. Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız."
Bir moda ve ticaret sektörü haline gelen turban, bazen her türlü rezalete alet edilmekte, namahremle bir arada bulunma, eğlence yerine gitmekte, seslerini erkeklerin sesini bastıracak kadar yükseltmekte, kullandıkları parfüm ve topuklu ayakkabıların sesi ile erkeklerin dikkatini çekmekte bir beis görmemektedirler.
Allah'ın emri olan tesettür nerede, günümüz modası olan tesettür nerede?
Allah rızası için tesettüre riayet eden bacılarım dan ve iffetini koruyan tüm kadınlardan özür dileyerek derim ki, günümüz turban olayı, bir rezaletten öteye bir manana ifade etmemektedir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Ümmetimin son dönemlerinde bir takım adamlar olacaktır. Erkekler gibi eğerlerin (bineklerin) üzerine binip cami kapılarına ineceklerdir. Hanımları ise giyinik uryandır, (giyinik çıplaktır), başları üzerinde arık deve hörgücü gibisi vardır. Onlara lanet edin. Zira onlar lanet olunmuşlardır.” (Ahmet b.Hambel - müsned nr.6786, Ibn-i Hibban sahih nr:5655-7347)
"Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamçılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biri de bir takım kadınlar topluluğudur ki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremeyecekler. Kokusu şu kadar, şu kadar yürüme mesafesinden alındığı halde, bunlar cennetin kokusunu da bulup alamayacaklardır." (Müslim - sahih bab: libas ve’l- zineh hadis nr.3971)
"Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı." (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II/600)