Ülkemizde ''siyasi istikrar'' cumhuriyetin kuruluşundan günümüze değin (1923-2015) tarih itibariyle bir türlü adam akıllı olmuyor, olamıyor.
Neden? Niçin? İstikrarı bozanlar kim? Oluşumu engelleyenler kim? Cevapları bulunamayan ama mutlaka cevapları olan sorular bunlar.
Türkiye'de sosyal içerikli, insan hakları donanımlı ve de kolay kolay zaman aşımına uğramayacak her sınıfa, her kesime eşit ağırlıklı bir anayasa ne hikmetse bir türlü yapılmadı, yapılamıyor oysa özenilecek örnek alınacak onlarca ülkede ileri demokrasiyi kapsayan anayasalar var.
Siyasi liderlerimiz ve yardımcıları, parti gurup sözcüleri mesleklerini icra ederlerken yani siyaset yaptıklarını sanıyorlarken kullandıkları dil ve üslup bakımından bir türlü nezaket kurallarına, uygar normlara uymuyor. Küfürlü ve argo bir dil kullanarak irtifa ve oy kaybediyorlar.
Yine ülkemizde kadın hakları eksi bölgede kadına şiddet, kadını yaralama, öldürme utanç veren vahşet maksimum boyutlarda.
Erkek egemenliğinin dominant olduğu her dalda, her platformda oldukça belirgin durumda. Kadına gereken ve hak ettiği saygınlık ve haklar verilmediği sürece bu ülkenin uygarlıktan nasibini alacağını düşünemiyorum. Bu acı ve gerçek realite nedense hep göz ardı ediliyor.
Eğitim rayına oturtulmadı. Pozitif olamadı. Cumhuriyet döneminin hükümetleri ve milli eğitim Hiçbir zaman eğitimi bu milletin karakteristik yapısına uygun bir düzenleme yapamadı.
Kalkınmanın ve çağdaş uygarlığı yakalama da aktif ve katalizör rol oynayacak eğitimden söz edemiyoruz. Sosyal yara bu gerçek.
Dünya çapında gereken sayıda bilim adamı veremiyoruz. Mucitlerimiz yok bilmem ki ilgililer bunun farkındalar mı?
Adalet ve hukuk her zaman siyasilerin etkisinde kalıp ideolojik kadrolarla atamalar yapıldı. Adalet ve hukuk gerçekten yana mı? Yönlendirilen yönde mi? Haklı kim? Haksız kim? Adalet ve hukuk biliminde kriterler ne?
Suçlular ile suç oranları ne boyutta? Hapishaneler mi dolu? Kütüphaneler mi? Gözlemleyin lütfen. Haklı olan mı haklı? Yoksa kapital ve kapitalistler mi her şeyin temeli? Kısır bir döngüdür gidiyor.
Sanayide, üretimde ve teknolojide atılması gereken dev adımlar atılamıyor. Gerçek parametreler bunu apaçık gösteriyor.
Sınıflar arası uçurumlara bakın kimi çalışan 900 küsur TL asgari ücret alıyorken kimileri de 900 bin ve daha da uçuk rakamlarla boğaz manzaralı daire alabiliyor.
Bu ülkede olması gerekenler olmuyorken olmaması gerekenler çok rahat oluyor. İrdelemek, araştırmak ve bu çarpıcı olaylara odaklanmak gerekmiyor mu?
Bu ülkede neler oluyor neler teğet olarak geçtim. Adeta satır başlarıyla ve minik paragraflarla değindim. İşin acı tarafı nelerin olduğuna, nelerin olması gerekenlere ne aldıran var ne de araştıran var. Garip bir hayattır bizlere yaşatılan çelişkiler yumağı çık işin içinden çıkabilirsen.
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batman Sonsöz okurlarımız...