Gelişen tıp alanında Eğitim ve Bilim alanında çok çok eski yıllarla karşılaştığımızda ilerlemeler kat edildiği halde özellikle de gelişen teknolojiye rağmen Dünyamızın adeta bir köy bir mahalle ebatıca küçüldüğü ve her şeyin herkes tarafından anında haberdar edilebildiği bu dijital milenyum devirde; ülkemizde grafiksel yükselen hatta katlarla katlandığı, gittikçe artan bir trend oluştuğu kadın cinayetleri hayretler verecek bir boyuta geldi. Peki neden? Bu konuda bilim adamları, örneğin psikiyatrdalar psikologlar hatta sosyologlar v.b bilim adamları bu konuya gereken önemi neden vermiyorlar? Sebep-sonuç ilişkilerini bilimin ışığı altında analiz ve sentez ederek olumlu sonuca gidemiyorlar. Başaramıyorlarsa titr’lerinden, aldıkları eğitim ve diplomalarından kariyerlerinden şüphe duyar onları kınarım. Yok, isterlerse bu konuda gereğinde olumlu çok yol kat edebilecekleri halde kale almayıp gereğince ilgilenmiyorlarsa işte o zaman farklı bir dil ve tavır kullanmak gerekecek ona da benim eğitimim ve diplomam kişiliğim el vermiyor yazmaya ama yazıklar olsun diyebilmeliyim diyorum da. Defalarca bu konuyu yazdım ele aldım. Çok da mutlu oldum yazarken kadına verdiğim değer saygınlık ve önem açısından. Ancak keşke kadın cinayetleri olmasaydı ve hiç yazma gereği de duyulmasaydı. Ama maalesef oluyor, önlenemiyor işin acı yönü de bu konuda hukuk yetersiz kalıyor. Katilleri caydıracak yaptırımlar ve cezalar uygulanmıyor. Adalet bakanı ve yargı bu konuda hiç de masum değil. İsterlerse fazlasıyla caydırıcı önlemler alınabilirdi. Bunu bilmeyenimiz yok bilmesine de kimselere özellikle de ilgililere bildiremiyoruz yahut bildikleri halde es geçiyorlar. Kadın hakları savunucuları da pek aktif olduğu söylenemez çok daha duyarlı olmalıyız aileden başlayıp eğitimin en üst sınıflarına dek kadınla ilgili saygınlık, hak hukuk ve kadın cinayetlerinin işlenmemesi için her tür yasal önlem ve bilgilerle insanlarımız donatılmalı. Örneğin ister direkt ister dolaylı kadın cinayetlerini özene bezene adeta gizemli bir hava ve merak uyandıracak nitelikle gösteren diziler yasaklanmalı Rtük tarafından. Tv kanalları reklam ve para peşinde koşup kapitallerine kapital arttıracaklarına kamu spotu niteliğinde kadının olması gereken statü ve yeri çok güzel işlenerek beyinlere gönüllere adeta serpilmeli güzel yapımlarla hem de binlerce kez milyonlarca kez bu konular her yönüyle olumlu olarak işlenmeli halen geç kalınmış değiliz. Kadına taciz, kadına şiddet kadın cinayetleri bunları yazmak ve bu konuları dramatize etmek bile utanç verici olmalı. Bizden sonra gelecek uygar nesiller bu konuda gerek görsel gerekse yazısal belgeleri okuyup izlediklerinde sanırım bizleri lanetle anacaklar diye düşünüyorum. TBMM’ne ve en başta iktidara çok ama çok büyük sorumluluk düşüyor. Mutlaka en acil ve en önemli konu olarak bunu ele alıp olumlu sonuçlara varmalıdırlar. Problemi kaynağından kurutmak için de birçok ilgili bilim dalından ve bilim adamlarından görüş alarak kendilerine düşen görevi yapmalıdır. Aksi halde büyük vebal altında kalacaktır. Bundan daha da önemli bir misyon bir görev bir sorumluluk olabilir mi olmalı mı? Parlamentodaki kadın milletvekilleri parti ayırımı olmaksızın bu konuya çok ciddi olarak odaklanıp kendilerine misyon ederlerse çok yol alabileceklerine ve olumlu sonuçlar ortaya çıkacağına kalben inanıyorum. Bitirirken kadın cinayetlerini işleyen erkekleri lanetle nefretle ve küfürle kınıyorum. Allah’ın, meleklerin, insanların ve tüm canlıların laneti kadın cinayeti işleyenlerin üstüne olsun diyorum demeye de devam edeceğim. Bu konuda önlem almayan siyasiler de pek masum sayılmazlar. Hatırlatmakta yarar var. İsterlerse bizleri ve güzel ülkemizin gülleri kadınlarımızı çok güzel korurlar ama isterlerse...