Batman’ın kısa tarihinin en güzel adamlarından biridir Xalo.
O sempatiktir, sevecendir, yardımseverdir, yapıcıdır, alçakgönüllüdür, güçlüdür, adamdır!
Babası Sason isyanının başı olduğu için 1937’de Suriye’ye kaçar, Xalo Suriye’de doğar, okur, 1970’te doktor olarak topraklarına döner.
Küçük büyük herkese Xalo (dayı) dediği, yardımsever, güler yüzlü ve çalışkan olduğu için herkeste ona Xalo der.
O tüm Batman’ın Xalo dediği, sevdiği saydığı, değer verdiği biri.
Doktor kıtlığının olduğu yıllarda açtığı muayenehanesinde gelen hastalarının çoğundan para almayan, yolda, merdivenlerde, evde, sokakta, ayaküstü yanaşan hiçbir hastayı geri çevirmeyen, tüm sinir bozucu yaklaşımlara rağmen hepsine Xalo diyen güzel insandır Xalo.
Önceki gece iftar sonrası yaptığımız sohbette, geçmişe, siyasete ve günümüze bakışını soruyor, derin analizlerinden dersler çıkarıyoruz.
Merdivende yolda, yemekte, sokakta baktıkları hariç, günlük poliklinik sayısının 150 yi geçtiği günlerde bile hiçbir teşhisinin sapmadığını, teşhisi net koymanın yanında ucuz tedaviye de önem verdiğini, mesleki etiğin yanında halkın ekonomik durumuna da hassasiyet gösterdiğini söylüyor.
Aslında buradan da bize çok net mesajlar veriyor.
Günümüz hekimlerinin bazılarının hastalığın sebebinden çok sonucuna odaklanıp, geçici ve pahalı tedaviler sunup, hem hastayı hem de ekonomiyi tahrip ettiğini üzülerek ifade ediyor!
1988’de bağımsız olarak siyasete giriyor, çok sevdiği halkına farklı bir alanda hizmet etmek istiyor. Kaybediyor, sonraki yıl arkadaşlarının baskısıyla, tekrar aday oluyor, kulaklarımızda hala çınlayan “29 Kasım bize Xalo lazım” sloganlarının atıldığı o seçimde de kaybediyor Xalo.
Aslında seçimi kaybederek, kazanıyor Xalo. Hem o kazanıyor hem Batman kazanıyor. Xalo siyasetin kirli yüzünü görüp o kirlilikten ömür boyu uzak durarak kazanıyor. Batman ise Xalo’sunu siyasete kaptırmadığı için…
İçin için içimizi geçiren durum ise Xalo’nun o günkü vaatlerinin hala gerçekleştirilmemiş olması!
1989 yılında Xalo, İluh Deresini ıslah edeceğim demiş. Aradan 27 yıl geçmiş dere hala şehrin en büyük problemlerinden!
27 yıl önce, serpme, dandik asfalt yerine kaliteli, kalın ve ömürlük asfalt vaat etmiş, bizimkiler hala bu vadin yakınana yaklaşamamış.
Yıl 2016 hala yama, hala serpme, hala bir yağmurda dağılan asfalt manzarası…
Müteahhitliği kaldıracaktım diyor Xalo!
Aslında belediyenin enerjisini de ekonomisini de sömüren yaraya parmak basmış Xalo.
İşçimi ben tutar, malzememi ben alır, işimi ben yaparım, müteahhide değil halka kazandırırım. Hem halk kazanır hem belediye diyor…
Belki de müteahhitler yedi başını Xalo’nun kim bilir J
Xalo siyaseten de kendini kimseye yakın hissetmediğini, bugüne kadar kimseye oy vermediğini, yaşanan süreçte tüm tarafların kusurları ve zaafları olduğunu söylüyor.
Hendek kazıp milletin çocuklarını içine atıp bunu Ankara’dan izleyenleri de tüneller kazılıp silahlar depolanırken buna seyirci kalanları da eleştiriyor, yadırgıyor, kınıyor Xalo.
Xalo’ya katılıyor, onu destekliyor, onu seviyor sayıyoruz.
O Batman’a çok şey kattı, fikir, düşüce ve tecrübeleriyle hala katacak çok şeyi var.
O iyi ki var!
Çocuklarına paradan çok daha değerli şeyler bırakan bu değere, herkes sahip çıkmalı, daha doğrusu ondan faydalanmalıdır. Tabii her gördüğü yerde cebinden MR veya tahlili çıkarıp göstererek sırtını açıp, aha şurası diyerek değil.
Düşüncelerinden, tecrübelerinden yaşadıklarından, farklı bakış açılarından…
Xalo gibi adamların çoğaldığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...