Herkesin kendine göre doğruları vardır!
Bu doğrular başkasının hayat standartlarını kısıtlamadığı müddetçe mubahtır.
Başkasının doğrularına müdahil olmadığı müddetçe de kabul edilebilirdir.
Lakin bizde durum biraz farklıdır.
Bir tane doğru vardır, o doğru da bizim doğrumuzdur!
Bizim dışımızda kalan herkes yanlıştır!
Düzeltilmesi, müdahale edilmesi gerekir…
Bu sakat zihniyet, hayatımızın her alanına hâkimdir. Devletten bulaştı bu bize, önce örgütlere, cemaatlere, partilere, fertlere…
Huzursuzluğun, kavga ve gürültünün kaynağıydı bu formül!
Çekinmedik, sıkılmadık, utanmadık, hepimiz uyguladık bir formülü!
Diyarbakır’a giden tek yol var, o yolun dışındaki yollar yok hükmündedir. O yolları kullananlar, saf, mal, aptal olarak tescillenir.
Siirt’e, Mardin’e ve Cizre’ye gitmek isteyenlerse zaten yoldan çıkmış beyinsizlerdir!
Hâlbuki Batman’dan Diyarbakır’a giden en az 3 farklı yol vardır. Biri daha kısa, biri daha güvenli, biriyse daha renkli ve ihtişamlıdır. Amaç aynı da olsa tercihler değişir.
Gezerek gitmek isteyen uzun yolu seçer. Acelesi olan kısa olanı, sağlamcı olan güvenli olanı. Kimsenin tercihinden dolayı diğerini ayıplamaya veya hakaret etmeye hakkı yoktur.
İşi, aşı, ticareti Mardin, Siirt veya Cizre’de olanlara da Diyarbakır’a gelmiyorsanız siz aptalsınız demek en büyük aptallıktır.
Herkesin kendine göre doğruları vardır ve herkes yaşam şartlarına göre bunları konumlandırır!
En büyük problemimiz de budur!
Bizden olmayan Kürt değildir!
Bizden olmayan Müslüman değildir!
Bizden olmayan vatansever değildir!
Bizden olmayan haindir!
Bu ne ya? Bu değerlerin tescilini siz nereden aldınız da kendinizi otorite olarak görüp hüküm veriyorsunuz.
Bu tekelcilik hakkını kim verdi size!
Sizin doğru yolda olduğunuzu kim söyledi?
Sizin “ben doğruyum demeniz” sadece sizi bağlar!
Al çakmağı, yak ormanı, dımdızlak bırak dağları, sonra da bağır, “en büyük çevreci benim” diye!
Sen dedin diye herkes yer mi bunu?
Yiyenler mutlaka olacaktır! Maalesef olacaktır, bu kadar da net konuşuyorum. Bu kadar da akıl zafiyeti yaşayan insan var toplumumuzda!
İnandıktan sonra ise körü körüne bir bağlanma. Bu ormanı yakan kişinin her söylediği bir hükümdür. O en büyük çevrecidir. Asırlık ağaçları yakıp, yeni fideler ekilmesi için fırsat yaratılmıştır, hayvanların görüş açısı genişletilmiş, kuru otlar bertaraf edilmiştir…
Bunun tersini düşünenlerse tamamıyla art niyetli, çevre bilincini suiistimal eden, dış mihrakların ürünü olan satılık kişilerdir!
Allah akıl fikir versin!
Ortada bir Peygamber veya vahiy olmadığına göre kimsenin dediği yüzde yüz doğru olamaz. Beşer şaşar!
İnsanların söylediğini akıl mantık ve ilim süzgecinden geçirelim. Sevdiklerimizin her dediği doğru, nefret ettiklerimizin her dediği yanlış olamaz.
Bizim gibi düşünmeyen herkes de hain ve düşman olamaz…
İnsanların doğrularını sorgulayabildikleri, yanlışlarını göre bildikleri bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…