15 Temmuz 2016 FETÖ/PYD darbe girişimi tüm siyasetçilere, milli iradeye açıkçası hepimize bir milat olmalıdır. Nedenlerini çeşitli örneklerle detaylara inmeden, satırbaşlarıyla dokunmak istiyorum.
Ne yazık ki çok ağır bedeller ödedik.
Alnı secdeye gidenler secde konusunda samimiler mi? Alnının secdeye değdiğini iddia edip sonra da bu darbeye yeltenenlerin birbirleriyle makam ve hırs uğruna savaşları var mı, yok mu?
Devlet yönetiminde kritik makam ve rütbelere gelenler, işte böyle ABD, İsrail uşakları geldikleri makamları mevki ve yetkileri hatta silahları yine kendi vatanına, milletine sivillere karşı makam ve hırs uğruna kullanırlar, kullandılar da bu kanı bozuklar.
Gelinen nokta belirgin olarak hem iç hem dış politikada çok daha farklı politikalar üretmemizi zorunlu hale getirdi.
En önemlisi tüm siyasiler süper egolarını, makam sevgisi ile hırslarını bir kenara koyup ülkenin sağlığı ve selameti için fedakârca milli ve özel bilimsel politikalar üretmeliler.
Eğitim, iç politika, ekonomi dış politika uluslararası ilişkiler, antlaşmalar, milli savunma gibi, istihbarat, güvenlik gibi fevkalade önemli makam ve statülerde çok çok seçici ve sağlıklı politikalar bilimin, aklı selimin filtrelerinden geçirerek salt doğrular bulunmalı, bulunan bu genel doğrularla yola çıkmak bu tür politikaları ehil kişilerle uygulamak tüm ülkenin lehine değil mi?
Yargıyı, hukuku yabana atmamalıyız.
Yargının, adil olmayan kişiye ve kurumların, siyasilerin vesayeti altında olması, hukukun ve yargının katledilmesi ve her türlü teröre davetiye çıkartılması değilse nedir?
Eğitim, cemaat görünümlü örgütün tekelindeydi.
TSK’nın hemen hemen tüm kritik rütbe ve komutanlıkları bu terör örgütünün elemanlarındandı.
Emniyetin, yargının, sayıları hayli kabarık iş adamlarının sıcak paraları yani ekonominin artı İçişleri Bakanlığının birçok önemli makamları -say say bitmiyor, yaz yaz bitmiyor- komutanların yaverleri, Cumhurbaşkanının yaveri kısacası FETÖ/PYD’nin sızdığı yerleri yazmaya kalkarsak bulamayız.
Zira önemli olan her kritik mevkilere, makamlara yerleşmişlerdi.
Durum böyle olunca iktidara, rejime el attılar çünkü her şey kontrollerin de olup; ülkede abilerle, ablalarla, imam görünümlü şeytanlarla plan ve projelerini yapmışlardı.
Onun için şahsi, kişisel hırslar, egolar makam sevgisiyle hareket etmenin tarihi geçti.
Tarih an itibariyle ülkeyi, halkı sevme, koruma ve kollama kalkınma zamanıdır diye düşünüyorum.
Bir şiirimle bitiriyorum.
TAKAS
Sana canımı verdim
Cana can gerek
Sana gönül verdim
Gönüle gönül gerek.
Sana hayatımı verdim
Hayata hayat gerek
Sana kalbimi açtım
Verilen kalbe girmek gerek.
Sana kanımı verdim
Kana kan gerekmez
Yokluğuna sitem ediverdim
Siteme küsmek gerekmez.
14/08/2016 İstanbul
M. Ekmen
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.