Miladi takvimin sonlarına doğru yeni yılın başına yakın zaman dilimine gelindiğinde gündemimizi meşgul eden konulardan biri de yılbaşı kutlamalarıdır. Latince kökene sahip "Natalis" sözcüğünden türeyen "Noel" doğum günü, yıl dönümü manasına gelir. Protestan ve Katoliklerin 25 Aralık'ta, Ortodoksların ise 6 Ocak'ta yılbaşını yani Noel'i kutlamaktadırlar. Bu kutlamalar; dinimize, örfümuze, gelenek ve göreneklerimizde yeri olmadıği gibi, tasvip edilecek hiç bir yönü de yoktur. Ayrıca; israflar, içilen içkiler, oynanan kumarlar, eğlenceler ve daha niceleri dinimizin şidetle yasakladığı büyük günahlardır. Maide 90: "Ey iman edenler! İçki, kumar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz." Her sene artarak devam eden yılbaşı çılginligi bu sene CORONA denilen bir bakteri sayesinde devlet; 4 günluk sokağa çıkma yasağıyla kutlamalara bir nebze de olsa istemeyerek sınırlandırma getirmiştir. 1800 yıllarında İngiliz gemisinde düzenlenen yılbaşı balosunda Osmanlı devlek erkanından bir kısmın katılmasına, alimler "Gavurun bayramını kutlamak müslümana yakışmaz", "haramdır", "bir kavme benzeyen o kavimden dir" diyerek eleştirmelerine karşı "davete icabet", "protokol icabı" gibi mazaretlerle kendilerini savunmuşlardır. Takvimler 1926 gösterdiğinde yılbaşı kutlamaları genel kabul görmüş, ülkemizde kutlamalar listesindeki yerini almıştır. Alimlerin "bir kavme benzeme" ikkazinı dinlemeyenler "başka kavme benzeme" konusunda ileri gidilirmiş hatta "musbet fen, adalet, dürüstlük..." konusunda onlardan gergi kaldığımız bir hal almıştır. İşin bir başka düşündürücü ve uzucu boyutu da; Faiz, Kumar, Zina, İçki, Cinayet gibi en büyük kötülüklere karşı mücadeleyi her zaman yapmak gerekirken sadece yılbaşı günü yapılmasıdır. Önceki yıllarda gittiğim bir camide hoca efendi mimberede: "cebinde piyango bileti olan namaza gelmesin..." Derken aynı imamın cebimdeki kredi kartına sahip olmasıda ayrı bir çelişki idi. İslam'ın esaslarından olan; ahlak, Muamelat (insanlar arasındaki ilişkiler) can çekişir ve adalet sorgulanır bir hal almışken Noel’in ne kıymeti var? Hanı "yılbaşına nasıl girilirse yılın kalanı..." deniliyordu ya. Gerçekten öyle mi? Corona'nin varlığı, artan işsizlik, sokağa çıkma yasakları, ölümler ve daha niceleri... Sadece yılbaşı değil her güne başlarken helal dairesinde günü nasıl geçireceğimizi, akşam olup yastığa başımızı koyduğumuzda "Bugün Allah için ne yaptım" muharebesini yapmalıyız. Selam ve dua ile.