Kurumların sorunsuz iş görmesini beklemiyorum. Sıfır sorunla eksiksiz hizmet de beklemiyorum. Ama elbette ki vatandaşın derdine, sorusuna haberine cevap vermelerini bekliyor ve yanlış zanlardan bizi kurtarmalarını umuyorum.
Birkaç gün önce “Suyun Sızladığıdır” başlıklı yazıyla İluh Deresi Islah Projesi ve DSİ’nin şehir merkezinden geçen su kanallarıyla ilgili bir yazı yazmış ve halk sağlığının, çocukların güvenliğinin tehdit altında olduğunu dillendirmiştim.
DSİ 103. Şube Müdürlüğü gayet nazik bir dille cevap vermekte gecikmedi. Kurum, yaptığı yazılı açıklamada, İluh Deresinin ıslah çalışmalarının 3 km’lik kısmını tamamladıklarını, geri kalan 4 km’lik kısmı için de projelendirme çalışmalarını bitirdiklerini ve Batman Belediyesinden yer teslimi beklediklerini bildirdi.
DSİ’den yapılan yazılı açıklamanın devamında şu sözlere yer verildi:
“Kurumumuz tarafından yapılan sulama kanalının etrafındaki yapılaşmadan dolayı bu konutlara ulaşım yolu, içme suyu ve elektrik sağlayan kuruluşlarca zaman zaman tel örgülere zarar verilmiştir. Yapılan bu konutlarda oluşan inşaat artıkları maalesef sulama kanalının içerisine atılmakta olup kurumumuz bu konuda mağdur edilmektedir. Evsel atıkların atılmaması için çevre sakinlerinin bu konuda daha duyarlı olması gerekmektedir. 2014 yılında temizleme çalışmaları kısmen yapılmış olup, 2015 yılı içerisinde geri kalan kısımların yüklenici firma tarafından temizlenmesi için program yapılmıştır. Ayrıca evsel atıklar ve kanalizasyon geçişleri için de Batman belediyesiyle yapılan yazışma ve şifai görüşmeler neticesinde muhtelif sorunların kurumumuzla beraber koordineli bir şekilde giderilmesi için çalışmalarımız devam etmektedir. Konu hakkındaki hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz”
DSİ’den iddialarıma ve soruna ilişkin verilen cevabın özetinden anladığım şu ki İluh Deresinin değil daha çok birbiriyle koordineli çalışamayan kurumlarımızın ve hala yaşadığımız kenti, mahalleyi, sokağı ve hatta evlerimizi temiz tutmak çabasından yoksun kirli zihniyetlerimizin ıslaha ihtiyacı var.
İflah olmaz dar ufuklarımızla kentleşme ve gelişmeyi, betonarme binaların yüksekliğiyle ölçen bizler zihinlerimizi ıslah edip temizlemedikçe bütün kurumlar toplanıp bütün kenti, kanallarını, sularını, yeşil alanlarını ıslah edip temizlese dahi içine boğulduğumuz kir ve çöpten arınamayacağız.
Seçilmişlerimiz her seçim kendisini yüksek bir oy oranıyla seçen vatandaşına azıcık saygı duysa politik siyasal çalışmalarının daha doğrusu çatışmalarının yanı sıra belki bu halka daha nitelikli ve sağlıklı yaşam alanları sağlama konusunda daha çok hizmet ederler. En azından “Kentimiz Kimliğimizdir” diyen siyasal bir hareketten kimliğini daha temiz tutmasını daha sağlıklı kılmasını beklemek sanırım fazla olmaz.
DSİ’nin yaptığı açıklamadan sonra yaptığımız haber ve yazdığım yazı gibi yayınlarla mağdur edildiğini düşünüyorum. Bu bir günah çıkarma olmasa da DSİ yetkililerini dinleyince hak verdiğimi belirtmek istiyorum.
DSİ su kanallarını temizleyip ıslah ettiğini, halkın güvenliği için tellerle çevirdiklerini ama maalesef ki tellerin kesildiğini kanalın yeni yapılan inşaat sahiplerince moloz yığınlarıyla doldurulduğunu halkın evsel atıklarını kanala boşalttıklarını söylüyor. DSİ’nin ortaya çıkan durumun sorumlusu olmadığını ama muhatabı olarak günah keçisi seçildiğini belirtmekte fayda var.
İluh Deresi, Batman Çayı, DSİ kanalları, ıslah edilmeden önce biz vatandaşlar olarak bu kentin şikâyet ehli, söylemek değil söylenmek beceriklisi vatandaşları, kirlenmiş, sıkışmış, köhnemiş zihinlerimizi ıslah etmedikçe, hç bir kurumdan hiçbir ıslah projesi beklemeye hakkımız yok.