“Tarafsız Gazeteci” sözünün hikaye olduğunu artık herkes biliyor!
Herkesin bir tarafı vardır ve olmalıdır.
Entelektüel geçinen mesleklerden olan gazetecilikte, tarafsızlık çok da anlaşılabilir değildir.
Haberi yaparken tarafsız olursunuz.
Olaya duygunuzu katmazsınız.
Olayı tüm çıplaklığıyla 5 N 1 K kuralını katıksız uygulayarak yazar, yorumu okuyucuya bırakırsınız. Yada bırakmanız gerekir ki o da çok zor!
Çünkü haberin sunuş şeklinden, veriş şekline kadar her şeye bir şekilde yorum katılıyor. Küçük verilmesi, büyük verilmesi, geç verilmesi hiç verilmemesi gibi durumlarla da haber bir şekilde şekillendiriliyor. Daha doğrusu terbiye ediliyor.
Bu gerçekler varken, üzerine bir de yazarlara laf ediyorlar.
Yok sen taraf tutuyorsun!
Kardeşim, benim işim yorum. Yorumlamak, kendi penceremden gördüğümü yazmaktır.
Olaya farklı bir boyut kazandırmaktır.
Herkesin gördüğünü veya anladığını yazmak anlamsızdır.
Ben, bu olayın şöyle olduğunu düşünüyorum demektir.
Katılırsınız, katılmazsınız, o sizin bileceğiniz iş. Ama hak ihlallerine girmediği müddetçe, saygı duymak zorundasınız.
Gazetecilikte sıkıntı nedir biliyor musunuz?
Bir gazetedeki herkesin aynı tarafta (kafada) olması!
Aynı taraftaysanız, olaya aynı pencereden bakıyorsunuzdur.
Aynı pencereden bakıyorsanız, farklı açıyı yakalayamıyorsunuz.
Farklı açı yoksa, zenginlik yok, monotonluk vardır.
İşte Sonsöz Gazetesinde de bu zenginlik var!
Herkes farklı düşünüyor, farklı bakıyor ve farklı yorumluyor!
Herkes fikrini söylüyor, tartışıyor, çatışıyor, dalaşıyor, bağrışıyor ama kimse kimseye kırılmıyor. Herkes herkesi olduğu gibi kabul ediyor.
Onun bakış açısını anlamaya çalışıyor, kendi bakış açısını zenginleştirmeye çalışıyor.
Bu da kişiyi daha diri ve uyanık tutuyor.
Acaba diyor kişi ve sorguluyor. Ben mi eksik bakıyorum o mu bir yerleri atlıyor. Ve hatalar, eksikler, zaaflar törpüleniyor…
Aynı taraftan aynı pencereden aynı meşrepten bakmak insanı monotonlaştırıyor.
Başkasını da dinlemek, görmek ve yorumlamak lazım.
Bunun çok yakından ve sürekli olması biraz sıkıntılar yaratabilir.
İşte o da gazete patronunun problemi!
Bu kadar farklı kişiyi bir arada tutmak bir yana, dışardan gelen “sen ne ayaksın kardeşim” lafları var!
Kimisi örgütçü der, kimisi devletçi, biri dinci der diğeri ayyamcı…
İthamların farklı olması, patron içinde bir güzellik!
Bu, gazetede herkes kendinden bir şeyler buluyor demektir.
Bu farklı pencere Batman için büyük şans.
Bu şansı iyi değerlendirmeliyiz.
Bunu daha da zenginleştirmek için çalışmalıyız.
Okurlarımızda yorumlarıyla bize destek olmalılar.
Aman yazar kızar mı kırılır mı alınır mı demeyin. Attığınız her yorumdan mutlaka bir şeyler alıyoruz.
İki satır yazdık diye kendimizi bir şey sanmıyoruz. Bazen ilkokul öğrencisinden bile çok şey kapıyoruz.
Farklı bakmak için herkesi dinliyor, her yayını takip ediyoruz. Sözcü, Akit, Aydınlık, Sabah, Akşam, Posta, ANF, İHA, İLKHA, AA…
Bakmaktan korkmayın, farklılıktan da. Bir yerde bakılacak farklı bir yer yoksa, orası tehlikelidir.
Bir yerde herkes aynı düşünüyorsa da orası tehlikelidir. İnsanlar düşünüyorsa vardır ve düşünen insanın aynı kalıplara sahip olması olanaksızdır.
Birbirimizin kalıplarına hoyratça dokunmamayı öğrendiğimiz anda zenginleşeceğiz inşallah.
Sonsöz zengin bir yer, inşallah patron da zengin olur.
Zenginliğin her alana yayıldığı yarınlar dileğiyle, iyi ki varsın Sonsöz, nice yıllara…