<div><span><strong>https://www.youtube.com/watch?v=u1OkueW_Xdw</strong></span></div> <div><span><strong>14 MAYIS’TA ÖNÜMÜZDEKİ YILLARIN KRİZİNİ YÖNETECEK OLAN İRADEYİ SEÇECEĞİZ</strong></span></div> <div>Hatice Türkan’ın moderatörlüğünde, Ubeyd Baş ve Erhan Eren’in yorumuyla gerçekleşen Hasbihal’de 14 Mayıs Seçimlerinin önemine dikkat çeken Bilgen “<strong>Bu seçim tarihinden bağımsız olarak önümüzdeki yıllarda dünya büyük bir kaosa hatta bölgesel savaşlara tanıklık edebilir. Dolayısıyla bu kaosu bu krizi yönetecek iradeyi seçeceğiz. Başkanlık sistemi bize Kürt sorununu kolaylaştıracak bir sistem olarak sunuldu. Ama bu güne kadar bu sistem ortaya çıkan beklentiyi karşılamadı. Sonraki dönemde bu seçeceğimiz irade bu beklentiyi karşılamasa Ortadoğu’daki kaosun Türkiye topraklarına da sirayet edeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu seçimin bu sorunun siyasal sistem içerisinde ne kadar çözüme kavuşup kavuşmayacağının da bir yol ayrımı olduğunu düşünüyorum”</strong> dedi.</div> <div><span><strong>TAŞIDIĞIMIZ YÜKLE ORTAYA KOYDUĞUMUZ PERFORMANS ARASINDAKİ UÇURUM VARDI</strong></span></div> <div>HDP’den ayrılma süreci ve HDP’de edindiği tecrübeleri aktaran Bilgen “<strong>Benim açımdan en öğretici tarafı halkın siyaset yoluyla nefes almaya çalışması, ödediği bedellerin ağır fatura karşılığını alma umuduyla heyecanıyla sürekli kendi kendini motive ediyor olması. Yani işin halk tarafı benim için son derece önemliydi. Siyasi aktörler ver çalışma arkadaşlarımı hafife alma amacıyla söylemiyorum. Ama taşıdığımız yükle ortaya koyduğumuz performans arasındaki uçurumun büyük olduğuna inanlardanım Aslında siyasete dahil olma nedenlerimden birisi Kürt sorununun barışçı çözümüne katkı sunabilmek. Silahsız çatışmasız kansız bir çözüm geliştirilebilir mi niyeti iradesi arayışıyla siyasete girdim ama bunun ne yazık ki hak ettiği kadar bir çıktısını elde edemedik. Yani sanki hep muhalefet olması gereken, sokaklarda cop yemesi gereken, gaz yemesi gereken bir kitle muamelesi gördük. Yani Kürt halkı buna layık görüldü. Oysaki böyle bir potansiyelin ülke yönetiminde olması gerekirdi. Benim tıkandığını düşündüğüm nokta bir muhalefet hareketi olmaktan bir toplumsal, siyasal irade olmaya evirilemediğiz bir kısır döngü olduğunu düşünüyorum</strong>” dedi. (Aziz Talayhan)</div>