BATMAN AKYÜREK MAHALLESİ SOSYAL HAYAT - 3

Gözümüzün önünde olan kişilerin yaşlandıklarını pek yadırgamayız.

BATMAN AKYÜREK MAHALLESİ SOSYAL HAYAT - 3

Yazan ve derleyen EKREM GÜNAYDIN

İzinsiz iktibas edilemez.

Kendimizin bile…

Ama eski fotoğraflarımızı karşılaştırdığımızda o günleri hasretle anarız.

Kim bilir belki o zamanlar beğenmediğimiz bazı fotoğraflarımız bile şimdi çok daha anlamlı gelir.

En azından gençlik vardır diye düşünürüz.

Mutlaka her yaşın kendine göre güzelliği vardır ama yine de eski zamanlar sanki daha başkaydı.

O zamanlar belki cep telefonumuz kapıda arabamız hatta belki de cebimizde paramız bile yoktu ama yine de bugünkünden çok daha mutluyduk.

(Üstteki fotoğraf 1974,alttaki fotoğraf ise 20/10/2018 tarihinde çekilmiştir.

Fotoğraftakiler soldan sağa: Canfeza Toprak, Gazanfer Toprak, Şehmus Kapucu, Rehber Toprak Nevzat Toprak, Sahabettin İnsel ve oturan Mehmet İnsel)

1970'li yıllar dünyada ve Türkiye'de yaşanan 68 hareketlerinin gölgesinde kalan, gündelik yaşamı üstünde pek durulmayan, siyasi olaylar, toplumcu hareketler ve ekonomik sıkıntılarla anımsanan yıllar.

O günleri yaşayanların aklında çoğunlukla ak günler, Karaoğlan, ağır sanayi hamlesi, muhtıra, hayali mobilya, milliyetçi cephe, kemer sıkma “Benzin vardı şeker vardı, şerbet yapıp biz mi içtik?”, ülke elli sente muhtaç gibi siyaset kaynaklı sözler kaldı.

Birçok evin büfelerini süsleyen camdan fil bibloları, kireç badanalı duvarlara asılı kadife dokulu halı şeklindeki tabloları, tığ işiyle yapılmış karpuz dilimi şeklindeki araba süsleri, piramit şeklindeki karton Meysu Meyve Suları ve daha birçok nesne, sobanın üstüne mandalina kabuğu koyup evi güzel kokutmak, balkonlar arası teleferik sistemiyle komşuların örgü şişi değiştirmesi gibi birçok davranış, unutuldu gitti.

Akyürek Mahallesinin, bazı evlerinin bahçelerinde büyük, görkemli dut ağaçları olurdu.

Dut bereketli ve cömert bir ağaçtı.

Kimseden esirgenmezdi. Beyaz ve kara, hangisi olursa olsun lezzetli bir meyveydi. Toplanınca fazla dayanmaz, hemen yenmesi gerekirdi.

Bahçesinde dut ağacı olan aileler, mahallenin çocuklarına istedikleri kadar dut toplamalarını söylerler ama dut silkeleyin derken ağacın dallarını kırmamaları için, neredeyse yalvarırlardı.

Bahçesinde dut ağacı olan ailenin, genellikle üzerine dut silkelenen bir de örtüsü olurdu.

Bu büyük örtüyü birkaç kişi uçlarından tutar, biri ağaca çıkar ve dallara vurdukça dutlar patır patır örtüye dökülürdü.

Örtüye biriken dutlar geniş bir tepsiye alınır, başına geçilir, yıkanmayan bu meyve afiyetle yenirdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...