Cumartesi güneşini arkamıza alıp,
Yönümüzü Hasankeyf’e verdik.
Malum, sokağa çıkma yasağı var.
Yollar boş.
45 dakika sonra,
Hasankeyf’teyiz.
Kaymakam Şenol Öztürk,
Evinde ağırladı bizi.
Özenle bakılmış yemyeşil bir bahçede,
Söyleşi için hazırlanmış masaya kurulup,
İyi demlenmiş çay eşliğinde,
Muhabbet ettik.
8 ayda ilçeyi çok iyi tanımış,
Kısa, orta ve uzun vadeli planlar belirlemiş Kaymakam Bey,
En önemlisi;
Hedefler koymuş,
Vizyon çizmiş ilçeye.
“Hasankeyf, Türkiye’nin kalbi olacak ileride” derken, epey bir iddialı.
Hasankeyf’in Ankara’da karşılığı olmasına güvenerek söylüyor bunu.
Anladığım kadarıyla kendisi de iş bitirici bir yapıya sahip.
İlçede yaptığım küçük çaplı sohbetlere bakılırsa,
Kısa sürede kendini sevdirmeyi de başarmış.
Söyleşimiz epey samimi geçti.
Söylemeden geçemeyeceğim,
Ev sahipliği de kusursuzdu.
Memnun ayrıldık.
Sohbetimizin detaylarını sizler için sayfamıza taşıdık.
Gazetemizin youtube sayfasında
Söyleşimizin video kaydına da ulaşabilirsiniz.
…
-Evet, Şenol Öztürk, Sizi önce biraz kısaca tanıyabilir miyiz?
“1989 yılında Trabzon Araklı’da doğdum. İlk ve Ortaöğrenimimi Araklı’da tamamladım. 2013 yılında Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. Mülki İdare Amirliği mesleğime Trabzon Kaymakam Adayı olarak başladım. Sırasıyla Kütahya-Tavşanlı, Antalya-Gazipaşa’da Kaymakam Refikliği ve Ordu’nun Gülyalı İlçesi’nde Kaymakam Vekilliği yaptım. İngiltere Leicester Üniversitesi’nde yabancı dil eğitimi aldım. Sırayla Edirne Lalapaşa, Elazığ Arıcak Kaymakamlığı yaptım. 14 Temmuz 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Atama Kararı ile Hasankeyf İlçemize atandım”
-Hasankeyf'te çok yoğun ve çok hızlı bir süreç yaşanıyor. Daha önce görev yaptığınız yerlerle Hasankeyf'i kıyaslar mısınız?
“Memleketin her köşesi ayrı bir cennet. Her bölgenin, kendi içinde dinamikleri var. İlk görev yerim Edirne’ydi. Orada tarım ve hayvancılık ön planda idi. Biz de bu alana daha çok yöneldik. Daha sonra Elazığ'da görev yaptım. Orada güvenlik alanı ön plandaydı. Ağustos Ayında Hasankeyf'e geldim. 8 ay oldu. Ekonominin lokomotifi olan turizmin yoğun olduğu bir ilçe burası. Zaman hızlı geçiyor. Yoğun bir ilçe. İnsan severek yapınca çalışıyor gibi olmuyor. Ben de bu görevleri hobi gibi yapıyorum”
-Zorlukları var mı peki?
“Hızlı ve yeni bir süreç olunca buna uyum sağlamak gerekiyor. Bu meslekte buna alışıyoruz. 2–3 yılda bir yer değişimi olunca yeni yere adapte olmamız çok zor olmuyor artık. Mesleği olan bağlılığımız ve sevgimiz, yeni koşullara adapte olmamızı da kolaylaştırıyor”
–8 aydır ilçede görev yapıyorsunuz. Nasıl buldunuz ilçeyi?
“İlçe, herkesin bildiği gibi çok eskilere dayanan, 12000 yıllık tarihi geçmişi olan, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir antik kültür şehri. Tabi son yıllarda ülkemiz için çok önemli ve vizyon proje olan Ulusu Baraj Gölü ile birlikte ilçe, kısmi olarak sular altında kaldı. Hem buranın gelişimine hem ülke ekonomisine çok önemli katma değeri olan bir proje. Ülkemize yıllık 3 milyar TL gibi katma değer sağlıyor. Bölgeye de yansımaları çok olumlu. Bugün Hasankeyf'teki bu denli yüksek yatırımlar da bu barajın kazanımlarıdır”
HASANKEYF’İN GELECEĞİ ÇOK PARLAK
-İlçede bir turizm hamlesi başlatıldı. Biraz anlatır mısınız neler yapılıyor burada?
“Alternatif turizm imkânlarını geliştiriyoruz. Deniz paraşütü bunlardan biri. İlçenin önemli tarihi mekânları, su altında kalmadı. Örneğin kale bölgesi, ilçedeki turizm için önemli itici güç olacak. Tarihi kale bölgesinde bütün eserlerimiz mevcut. Su üzerinde onların kazı ve restorasyonlarına kısa sürede başlayıp, ilçe ekonomisine kazandıracağız. Diğer yandan önemli tarihi eserler, eski yerleşim yerinden özüne uygun şekilde, tahrip olmadan alınıp, yeni yerleşim yerine nakledildi. Bütün bu yapılanlarla birlikte Hasankeyf’in geleceği çok parlak”
-İlçeye bağlı köyleri konuşalım biraz da. En fazla ne tür talepler geliyor?
“Devletimizin KÖYDES projesiyle köylerde sürekliliği olan çok ciddi yatırımlar yapılıyor. Köylerin altyapısı, içme suyu, kanalizasyon ve yolları ile ilgili bütün eksiklikler KÖYDES ile çok hızlı çözülebiliyor. Hasankeyf’e bağlı 22 köyümüz var. Yolu ve suyu olmayan köy yok. Kanalizasyonda yüzde 90’lardayız. Baraj yapılınca 4 köyümüz su altında kaldı. Çok hızlı bir dönüşümle yeni yerleşim yerleri yapıldı, yolları, içme suları, kanalizasyon sorunları giderildi. Kumluca Köyümüzde biraz gecikme oldu. Özel İdare oraya yol yapıyor. Dolayısıyla şu anda hem mevcut köylerimiz hem de su altında kalıp yeni yerleşime geçen köylerimizde önemli bir eksiklik yok. Tabi ki ihtiyaçlar bitmez. Önemli olan, elzem ihtiyaçları en kısa sürede karşılamak. Az kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlarımızı karşılamanın gayreti içindeyiz. Kaldırım taşı gibi eksikler, çok doğaldır. Ama çok hızlı şekilde bunları da tamamlıyoruz”
KÖY ÇOCUĞUYUM, KÖYLERİ ÖNEMSİYORUM
-Çok sık köy ziyaretleri de yapıyorsunuz. Nelerle karşılaşıyorsunuz?
“Ben de köy çocuğuyum. Köyde büyümüş, yetişmiş biri olarak köyü ve köylüyü çok iyi bilen biriyim. Görev yaptığım yerlerde köylere öncelik veriyorum. Köylerdeki işleyiş, ilçelerden biraz farklı. Devletin sunduğu imkânların çok farkında olamayabiliyorlar, çekinebiliyorlar. Köylüleri ziyaret ediyorum. Makamda söyleyemediklerini, onların evindeyken, köylerindeyken ya da onlarla bir camiye gitmişken çok daha rahat iletebiliyorlar. İşte bizim önemli gücümüz de bu. Artık makamda oturmuyoruz. Sahada, köylerde, sokakta, esnafın yanındayız. Yeni yönetim anlayışının getirdiği yeniliklerden biri de bu”
HASANKEYF’İN ANKARA’DA BİR KARŞILIĞI VAR
-Hasankeyf’te çok hızlı bir değişim, dönüşüm yaşanıyor. Turistleri neler bekliyor?
“İlçeye ilk geldiğimde altyapı sorunlarını tespit ettik. Tabi yeni bir yerleşke. Kanalizasyonlar, yağmur suları, atık suları birbirine karışıyor. Çok hızlı bir ilerleme kaydettik. Yolda çevre düzenlemesi yaptık. Hafriyatları topladık. Yön tabelaları astık. Ana arterlerde ciddi bir mesafe kaydedildi. Yeni kurum binalarında eksikleri giderdik. Bu sürecin zorlukları var ama Hasankeyf'in Ankara'da bir karşılığı var. Taşınmanın vermiş olduğu avantajları kullanıyoruz. Belki bu süreç olmasaydı, Hasankeyf’in ihtiyaçları bu kadar hızlı çözülemezdi. Bu ilçenin dinamikleriyle, bu ilçenin kaynaklarıyla bu gün Millet Bahçesi Projesinden bahsedebiliyoruz. Bugün devasa restorasyon projelerinden bahsediyoruz. Kamu yatırımlarından bahsediyoruz. Bunları bir ilçe belediyesi, ilçe kaymakamlığı bütçesiyle yapmak mümkün değildir. Taşınma sürecine böyle bakmak, bardağın dolu tarafını görmek lazım. Ankara'da özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın ilçeyi sahiplenmesi, elimizi çok güçlendiriyor. Yapılan çalışmaların hızlı ilerlemesini sağlıyor. Ankara'da aylık toplantılar oluyor. Buradaki bütün yatırımlar sadece bizim etrafımızda dönmüyor. Ankara’nın burayı takip etmesi, bu yerleşkedeki sorunların çözülmesinde çok önemli rol oynuyor”
HASANKEYF’İN ÜST DÜZEYDE SAHİBİ VAR
“İddia ediyorum Hasankeyf, Türkiye'de parmakla gösterilen ilçeler arasında yer alacak. Bunu kendime güvenerek değil, üst düzeyin Hasankeyf’i sahiplenmesine güvenerek söylüyorum. Hasankeyf'in en üst düzeyde sahibi var. Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat bu sahipliği ortaya koydu. Dolayısıyla o gücü arkanıza aldığını zaman bu söylemleri yapabiliyorsunuz. Burayı hızlı kalkındırmak sadece belediye ya da kaymakamlıkla olacak iş değil. O karşılığı, önceliği görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın desteklerini her daim görüyoruz. Bakanlarımızın, milletvekillerimizin desteklerini görüyoruz. İşte o güç, bize bunları söyletiyor. Tarihten aldığı güç ile az önce saydığım tüm projeler tamamlandığında Türkiye'nin kalbi olacak şehirler arasında Hasankeyf de yerini alacak”
EKSİKLER TAMAMLANINCA ÇARK, ÇOK HIZLI DÖNECEK
-Peki ilçede yapılacak ne tür çalışmalar var?
“Bunları 3 ayrı grupta sayabilirim. İlki yeşil alan, ikincisi Şap Vadisi, üçüncüsü ise taşınmış eserlerin çevre düzenlemesi. Bu üçü tamamlandığında çark, çok dönmeye başlayacak”
TARİHİ ESERLERİN ÇEVRESİ TEMİZLENECEK
-İlçede bir çevre düzenlemesi yapılacak, doğru mu anladım?
“Evet. Şap Vadisinde beton örtü vardı. Orası değişecek, özgün hale kavuşacak. O eleştirilen bölge, ortadan kalkacak. Zeynel Bey Türbesi başta olmak üzere taşınan eserlerin çevresi hafriyat dolu. Şap Vadisi'nin çevre düzenlemesi yapılırken, tarihi eserlerin çevresi de temizlenecek. Bu iki çalışma, kale bölgesini değiştirecek, yeni Hasankeyf'i değiştirecek. Şap Vadisi’nin mevcut görünümü, arzuladığımız bir görüntü değil. Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu ve Bakanımız Sayın Çiğdem Karaaslan, Ağustos Ayı ziyaretlerinde inceleme yaptılar. O günden sonra projeler hazırlandı. Bu bahsettiğim projeler Diyarbakır Kültür Varlıkları Koruma Müdürlüğüne sunuldu. Bunlar tamamlandığında Hasankeyf’in çehresi değişecek”
-Yeşil alana da dikkat çektiniz. Bir seferberlik başladı değil mi bu konuda?
“Evet. Yeşil alan bakımından bir seferberlik başlatıldı. 3 aylık dönemde yaklaşık 300 dekarlık alanda yani eski Hasankeyf'in 1,5 katı kadar alanı yeşillendirdik. 3 metre boyunda ağaçlar diktik. Biz bu sorunun farkındayız. Bu sorun bir anda çözülemez. Bugün diktiğimiz ağaçlar, 5 yıl sonra ilçeyi yeşil bir görüntüye kavuşturacak. O zaman Hasankeyf’e hem karşıdan baktığınızda hem yukarıdan baktığınızda bir yeşil görüntüyü göreceksiniz. Hafriyatların göründüğü kayalık alanları ağaçlandırdık”
İMKANSIZI YAPTIK, KAYALIK ALANLARA AĞAÇ DİKTİK
-Kayalık bir alanı ağaçlandırdığınızı söylüyorsunuz. Nasıl yaptınız bunu?
“İmkansız olarak görünüyordu. İş makineleri getirdik. Kırıcılarla, ağaçların bulunduğu zemine çukur açıldı. Araçların girip sulama yapmaları için alan açıldı. Eski Hasankeyf'ten 400 kamyon verimli toprağı bu alana taşıdık. Çukurların dibine kırıcılarla kılcal damlarlar açıldı. Nihayet zorlu zemine rağmen ağaçları ektik. İlçe planlamasında da çok sayıda park planı var. Evlerin çevrelerinin ağaçlandırılması için de destekler veriyoruz”
KISA, ORTA VE UZUN VADELİ PLANLARIMIZ VAR
-İlçeyle ilgili planlarınız neler?
“Biz kısa, orta ve uzun vadeli planlar yapıyoruz. Kısa vadede tekne turları elimizde var. Kalenin bir kısmını bu yaz ziyaretlere açacağız. Teknelerle kale ziyareti yapılacak. Diğer yandan müzeyi açmak istiyoruz. Orta vadede yeşil alan sorununu gidereceğiz. Uzun vadede ise kalenin tamamını ziyarete açacağız. Bu yaz dönemi hareketli geçecek. Aşılama çalışmaları da tamamlanınca zannediyorum bu yaz döneminde Hasankeyf hareketli olacak”
-Turist çekmeye dönük planlarınız var mı peki?
“Projelerimizin hayata geçmesi 1–2 yılı alacak ama bunlar tamamlandığında Hasankeyf'e gelen her turist, mutlaka bir daha gelecek. Eski Hasankeyf'e gelen bir daha geliyor muydu bilmiyorum ama yeni Hasankeyf'e gelen bir daha gelecek. Eskiden gelen misafirler bir güzergâh üzerinde bir iki foto çekip gidiyorlardı. Konaklama, yeme içmeyi Midyat'ta yapıyordu. Yeni Hasankeyf modelinde ise en az 2 gün burada kalacaklar. Çünkü su sporları, deniz paraşütleri, kamplar olacak, trekking alanları olacak, müzeyi gezmeleri en az 3 saat sürecek. Bölgede bütün tarihi kalıntıların sergilendiği bir müze yaptık. Hasankeyf, Mardin, Batman, Diyarbakır’dan binlerce yıl öncesine ait enstrümanlar, malzemeler bu müzede sergileniyor. Yaz aylarında açacağız”
-Yüksek Okul ve Uygulama Oteli’nin ilçeye katkısı olur mu sizce?
“Kesinlikle. Turizm Otelcilik Yüksek Okul’umuz açıldı, ona bağıl bir Uygulama Otelimiz var. Turistlerimizin kısa vadede konaklayabilecekleri, ihtiyaçlarını görebilecekleri bir yer oldu. Yüksek Okulu, bir avantaj tabi. Şu anda pandemi nedeniyle öğrencileri dahil edemiyoruz ama önümüzdeki yıl aşçılık bölümünde öğrencilerimiz mutfağa girecek. İlçe esnafı ve insanı da kendini geliştirmeli tabi. Temizlik, hijyen, hizmet, fiyat-ücret, yöresel mutfak noktasında bölge insanı kendini geliştirmeli. Çünkü turistin bir daha gelmesini istiyorsanız, iyi hizmet vermek zorundasınız. Bir turist ilçeden ayrılana kadar nasıl en iyi hizmet verilir, işte bu noktada Yüksek Okul Öğrencilerini aktif görmek istiyoruz. Yüksek okulumuzu önemsiyoruz, o yüzden gereken desteği de vereceğiz”