BATMAN KİTAP KULÜBÜ KİTAP ANALİZİ -1

Huzursuzluk Kitabı

BATMAN KİTAP KULÜBÜ KİTAP ANALİZİ -1

 

Huzursuzluk Kitabı ve

Çadır Kampa Destek Ziyareti

Ortadoğu’nun en insafsız yüzünü okuduk Livaneli'den.

Aynı zamanda savaşı, vatansızlığı, açlığı, insanların çok kolay öldürdüğünü ve vicdansızca öldürülen insanları.

Ezidi kızların bir paket sigaraya satıldığı, 8 yaşındaki bir kız çocuğunun "acının ötesine geçmiş" bakışları ve bu bakışın birçok kadının yüzüne insanlığa bir leke gibi yapışmasını hissettik. Bir taraftan IŞİD'in açtığı derin yaralar, bir yandan yarayı deşen merhamet duygusu. "...merhamet de zulmün bir parçası; ne bana acıyın ne de çocuğuma.

Merhamet zulmün merhemi olamaz!" diyen Meleknaz karşısında duran İbrahim'in merhametini değil sadece kitabı okuyan, bu sözü duyan herkesin merhamet duygusunu sorgulattırdı. Ve merhametin en sert ve huzursuz eden yüzü ile karşılaştırdı belki de yazar bizi.

Livaneli'nin İbrahim karakteriyle verdiği mesajları ve saptamalarını, eserde işlediği vatansızlık, açlık, katliam, ölüm ve zulüm konuları üzerinde söyleştik.

Eserde güzel kadınlar üzerindeki genellemesini eleştirdik.

Kitabı okurken "Ben bir insandım" sözü yankılanan kulaklarımızda, analizde de en çok yer verdiğimiz cümle oldu. İnsana insan gibi bakmak…

"Her şeyini yitiren bir insanın son sığınağı insan onurudur"

Ömer Zülfü Livaneli

...

Farklı düşünceler içinde sıcak bir sohbetle geçti analizimiz. Bir sonraki analizinde görüşmek üzere. @batmankitapkulubuu

Vicdan sızısıyla “huzursuzluk” içinde kıvranırken, çocuk gülüşleri eşliğinde sevgi çemberinde yoğrulduğumuz bir günü geride bıraktık.

Batman Kitap Kulübü olarak topladığımız yardımları Ezidi Kampına götürdük.

Yardımların toplanması sırasında “Ezidi” kelimesiyle başlayan cümlelerden ürken insanlar; vicdanlarının sesini dinleme fırsatını bile vermediler kendilerine, yardımda bulunmayı kesin bir dille reddederken...

Ezidilerin “insan” olduğunu unutarak, aslında kendi insanlıklarını unutanlar, zulümlerin içinden geçerek bu çadırlara mahkûm olsalardı aynı tepkiyi verirler miydi?

Kamp alanında çocukların kavruk tebessümü karşıladı bizi.

Çadırların kapısından çıkan meraklı başlar, ardımıza düşen çocuk adımları eşliğinde kamp alanında yürüdük.

Sadece kamp alanını değil, insanlığımızı yürüdük aslında...

Gelen gıdaları aileler eşit bir şekilde paylaştılar.

Çocukları bir nebze olsun sevindirmek için aldığımız balonlar, meyve suları, çikolatalar yaşadıkları travmayı ne kadar örtebilir bilmiyoruz ama el ele tutuşarak kamp alanında oluşturduğumuz çemberle güzel günleri getirecek şarkılar söyledik.

Bozuk Türkçesiyle bizimle dans eder misiniz diyen ufaklıkları kırmayıp, danstaki hünerlerimizi de gösterdik elimizden geldiğince.

Ama asıl önemli olan bu çocukların gelecekteki gülüşlerini ışıklandırmak...

Kamptaki sağlık, eğitim, gıda, ısınma vb temel ihtiyaçların karşılanabilirliği hepimizin insan yanına dokunmalı...

Gel gelelim, bizler doğalgazlı evlerimizde, dizimizi seyredip çerezimizi yiyeceğiz uzun kış gecelerinde…

İlikleri donduran kış günlerinde bilmem ne marka montlarımız sıcacık tutacak vücudumuzu. Fiziken üşümeyeceğiz belki ama bu kışı ve önümüzdeki kışları bu insanların, bu şartlarda geçirecek olması ruhumuzu dondurmayacak mı?

Belki topladığımız yardımlarla birkaç ay

İyi-kötü karınları doyacak, üşüyen ellerini sobada ısıtabilecekler ama ya sonra? Instagram/batmankitapkulubuu

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...