BATMAN OKUSUN GURUBUNUN 17. ETKİNLİĞİ

17. Kitap Okuma Etkinliğimizi, ağaç dalları arasında, tomurcuklanan kitapların içinde gerçekleştirdik, Batman'ın ruhu çiçek açsın diye.

BATMAN OKUSUN GURUBUNUN 17. ETKİNLİĞİ

"Bol bol okuyun ve okumayı terk etmeyin. Derdi olan insan okur, derdi olmayan da okuyarak dert sahibi olur. Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır" diyerek derdini bizim ile paylaşmış olan Rasim Özdenören'in derdini dert edindik biz de. 
Ne olursa olsun Batman Okusun ile yola çıktık. 
Otobüslerde kitap okuduk, okey taşlarını susturup çay evinde kitap okuduk, ağaçlara kitap astık ve kitapların anayurduna sırtımızı yasladık. 
Batman için okuduk. 
İnsanlık için okuduk. 
Okudukça sevdik. 
Ruhumuzu onbeş günde bir kitap dostlarıyla buluşturmaya devam ediyoruz. 
Siz de gelin ruhunuzu kitapların satır aralarında dinlendirin.
Bilgi için: 
Instagram: @batmanokusun
Twitter: @batmanokusun1

***

Takipçi Yorumu
Atatürk Parkı’nda kitap okuma etkinliğine katılan Mahsum Demir’in, etkinlik ile ilgili yorumu:
Yazın en kavurucu sıcağının verdiği yakıcı etki, kitap kokusuyla büyülenmiş gençlerin yarattığı değişim rüzgârına kapılarak ruhumu serinleten bir atmosfere bırakmıştı kendini etkinliğe vardığımda. Batman’ın kanayan yarası; gençlerin, yaşlıların ve kitap tutan minik ellerin verdiği can nefesiyle yeni bir yaşama umuduna dönüştüğünü görebiliyordum artık. 
Yüreğimin bahçesine umut, iyi bir gelecek tohumları eken bu etkinliği düzenleyen @batmanokusun platformu sayesinde dört elle sarıldık geleceğe olan inanca. Bunun için iyi ki @batmanokusun 

***
Hiç kuşkusuz, zamanı ne kadar hesaplı kullanırsam kullanayım, birçok kitap kalacak öylece; asla okunamayacak. İşin kötüsü, okumam gerektiği halde okuyamadığım kitapların adlarını ve yazarlarını bile öğrenemeyeceğim.
Harfler ve Notalar, Hasan Ali Toptaş

***
Bol bol okuyun ve okumayı terk etmeyin. Derdi olan insan okur, derdi olmayan da okuyarak dert sahibi olur. Asıl mesele bir derdimizin olmasıdır.
Rasim Özdenören

 

Walter Benjamin'in evine gelen bir konuğu, kitaplığı görünce şaşırır ve sorar Benjamin'e:
“bütün kitapları okudunuz mu?”
Walter'in cevabı ise yaşam felsefesi oluşturacak cinstendir:
“İnsanlar yalnızca okumak için değil, birlikte yaşamak için de kitap alır

 

***

YOKLUĞA GİDEN SESSİZLİK         

Penceremin pervazında kalmış,
Bir zamanlar güne aydın dememe sebep bakışım; hayata.
Çiçeklerimi yeşerten, soldurtmayan gün ışığım, 
Aşığım..!
Şimdilerde annemin çeyizlik,
Desenli tarih kokan perdelerinin ardında.
Düşüyor yere yaprakları ömrümün.
Ve;
Dökülen her yaprak,
Dilimde binlerce ah,
Kalbimde sonsuz acı tohumları ekiyor.
Gibi Gibiyim,
Kalbine keskin hasret saplanılmış; 
Yol kenarına atılmış ceset gibi...
Çürüyor bedenim; saklandığı yatak örtüsünün ardında. 
Ve adeta asırlık nenemin 
Yüzünde belirmiş, 
Yüzlerce yaşantının eseri çizgilerinde;
Hapsolmuş bir halim var.
Gittikçe beliren,
Gittikçe çoğalan nasırlı ellerinin
Takati kalmadığı gönlünün, arasında can çekişip,
Kurtarılmayı beklemekteyim.
Ahh..!
Şimdi şiir mi merhem olur?
Yoksa dua niyetine Sıla'lı şarkılar mı?
Ömrümden seni alıp götüren zamanın koynunda
Dipçik gibi durmaya.
Belki de ikisi...
İkisi de şifa kurumuş çiçeklerime,
İkisi de umut bakmak için sonsuz göğe,
İkisi de sebep gülümsememe...

Leyla Çam

 

 

****

HAYAT DURACAK MI?
Ağır bir yol...
Boğuk bir ağaç dalında örtük konuşmalar,
Birdenbire değişen çirkin, münasebetsiz insan sureti.
Neydik düne kadar; üç beş kişiydik.
Sessizlik çökmüş her hane duvarına,
Sessizliğin içinde seslenemiyor sabrın saati.
Meydanlar sığmıyor artık toprağında gölgelenen insan musibeti.
Biraz eksik biraz, biraz üzgün, biraz fazla dökülen acının kerameti.
Nasıl anlatsam...
Sabah ortasında akşam haykırışları, 
Gülüşlerin bilmediği bir müzik nakaratı.
Daha ne devinimler, ama eksiğiz işte...
Vakit sabahın feryadı,
Bir siyah gözlükten görülen güneş lekeleri,
Koyu kıyılara giden hudutlu yürek. 
Belki...
Belki de bir sona yaklaşıyoruz.
Bazı akşamlar kendime kalabalık geliyorum;
Kalabalık olmanın ağırlığı sığmıyor nakşettiğim sözcüklere. 
Perişan ciğerlerimin yorgun nefesleri bunlar.
Şimdi susuyorum; belki yıllar sonra konuşurum ne dersin?

Merve Turan

 

 

***

BATMAN OKUYOR
Her haykırış, yeni bir direniştir.
Kapağı tozlanmış kitaplara ithafen
Hikâyemiz böyle başlamasın;
“Yıl iki bin bilmem kaç, çevrede ne bir kitap okuyucusu var, ne de gölgesinde çocukların oynayabileceği bir ağaç.”
Bu anlatacağım, raflarda tozlanmış kitapların yakarışı adınadır aslında.
Ağaçlar binalara yer vermek için değil, gölgesinde kitap okumak için yer göstermeli insanlara.  
Uzun uzadıya anlatılabilir aslında kısa önsözle kendini beğendirmeye çalışan kitaplar.
Bir çocuğun gülüşünde de saklanabilir, bir yoksulun yakarışında da, bir aşığın âşık olma sebebi de olabilir aslında.
Ne yazık ki okumuyoruz kitaplarımızı. Toplumumuzun çok acı bir gerçeği var ve bu gerçeği bizler dâhil kimse kabullenmek istemiyor maalesef. 
Gerçek şu ki kitapları sadece bir süs aracı olarak görüyoruz çoğu kez. Oysaki her kitaptan bir şey öğrenmek kadar güzel bir şey var mıdır?
Alışkanlıklarımızı bir yana bırakmanın zamanıdır belki de şimdi. 
Kitap okuma sizleri farklı dünyalara taşır ve size gerçek anlamda çok kuvvetli bir bilinçaltı sineması izletir. 
Hiçbir görsel anlatı ve ya dinleti kitapların yerini tutamaz. 
( E-kitap ya da basılı olması pek de önemli değil kitap türünün) dijitalleşen dünya karşısında insanların zihinlerini köreltme, bilinçaltı eylemlerinde yavaşlatma ve öğrenme yetisini azaltma gibi ciddi olumsuz etkileri olan dijitaller, özellikle taşınabilir teknolojilerin kitap okumamıza engel olmaması gerekmektedir. 
Şimdi haykırma zamanı;
Ve direnme zamanı…
Bu haykırışımız belki de sadece kitapların zaman karşı direnişinden, ibarettir.
Ve aslında okumak, rabbimizin ilk emrettiği ibadettir…
Osman İçer

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ