BATMAN ÜNİVERSİTESİNDEN ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR

BATMAN ÜNİVERSİTESİNDEN ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR

BATMAN ÜNİVERSİTESİNDEN ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR

Batman Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Abdulselam Uluçam, üniversite olarak şuana kadar 38 farklı alanda kazı çalışması yaptıklarını söyledi.

Uluçam gazetecilere yaptığı açıklamada, Artuklular döneminden kalma alanlarda Japonya’dan gelen bir araştırma ekibi ile beraber arkeolojik çalışmalar yürüttüklerini belirterek yapılan kazı çalışmalarında, o dönemde yaşayan insanların yaşam şartları ile ilgili bulgulara ulaştıklarını anlattı.

Üniversite olarak bu tür çalışmalara önem verdiklerine dikkati çeken Uluçam, şöyle konuştu:

“2014 yılının eylül ayında fiili çalışmalarımızı sonlandırdık. Ancak hem laboratuar hem depo çalışmaları hem de belgeleme çalışmaları aralık ayının 15’ine kadar devam ediyor. Biz bu yıl arkeolojik kazı olarak iki bölümden gerçekleştirdik. Selahi bahçeleri adı ile anılan ve daha çok Osmanlı dönemine kadar Artuklular’dan  itibaren seyran köşkü, bugünkü anlamıyla yazlık yer olarak kullanılan bu bahçelerin içinde daha zenginlerin eyvanlı avlulu bir yazlık evle onun yanında bağ ve bahçeye ait depolama ünitelerinden olan ve köşk diye tabir edilen 2 örnek üzerinde daha kazı çalışmalarını sürdürmüş olduk. Bunun yanında hem daha önceki kazı alanlarının korunmasına yönelik restorasyon çalışmaları, bu yapılarla ilgili muhtemel Ilısu Barajı’nın alanı içinde kalıpta su altında kalması muhtemel yine sağlamlaştırma çalışmaları yapılmış oldu. Bizim ayrı bir çalışma alanımız bir Japon ekiple çalışma sürdürdüğümüz Hasankeyf höyükteki kazı çalışması oldu. Bu çalışmalarda yine geçen yıllarda olduğu gibi Akeramik dönem olarak adlandırdığımız Neoremik dönemi yani 1500 yıl önceki insanoğlunun kültür varlıkları devam etti. Hatta bu yıl bir sondajla bu höyükün üst katundan itibaren 9.5 metrelik bir alanın insanoğlu tarafından tabakalaşarak kullanıldığını ama 9.5 metre altında artık yeni bir yerleşme alanının bulunmadığı tespit edildi.”

Araştırma çalışmalarının başarılı sonuçlar verdiğini belirten Uluçam, şunları kaydetti:

“Biz 2014 yılı kazı sonuçları itibari ile ilk ön raporlarımızda belirttiğimiz gibi artık Hasankeyf’te kamuya ait kazılabilecek üzerinde kültür niteliği değeri taşıyan eserin bulunmadığını gördük ve Hasankeylilerin şuanda yaşadığı alanın bir başka yere taşınacağı kadar artık kazı alanı kalmadığından bu alanda çalışmaları sonlandırmış olduk. Bizim kazı çalışmaların giderlerini için GAP’a bildirdik. Biz 2004 yılından beri 34 farklı alanda hatta sondajları da sayarsak 38 alanda kazı çalışması sürdürdük. Bununla beraber 144 bilinmeyen kültür varlığı ortaya çıktı. Ören yeri içindeki yıkıntı içinden yani kazı alanlarında pek çok mimari parça seramikten metal eşyalara kadar bir çok değere ulaştık. O dönemin insanları tarafından kullanılan objelere ulaştık. O dönemde arpa buğdayın henüz bulunmadığını ve mercimek tarımının yapıldığı tespit edildi. Bizimle beraber çalışan bir Japon grubun çalışması sonu bu belirlendi. En çok da Dicle Nehrindeki balıklardan beslendiği belirlendi. Bunun yanında tilki ve yaban keçi eti tüketerek hayatta kaldıkları tespit edildi. O dönemde yaşayan insanların hayat şartları ile ilgili bulgulara ulaşmış olduk.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...