Bir kentin insanlarını tanımak istiyorsanız sokaklarında gezin. Her sokağa işlenmiş kaldırım taşlarında, o şehrin insanlarının ayak izlerini görebilirsiniz. Hele evlerin sıralanışı, boyası, rengi sizin için bulunmaz bir nimet.
Bir kentin sokaklarında gezmeye başladıysanız ve yıkılmış bir ev selamlıyorsa sizi, hüzün vakti. O ev kaç kahkaha, kaç gözyaşı duvarlarının ardında gizlemiştir. Sadece bir ev yıkılmamıştır. Yüreğiyle birbirine bağlı umutlar, sevdalar parçalanmıştır.
Ve ardından dış duvarları sıva tutmayan bir ev selamlıyorsa sizi, hüzün vakti. O ev yaşayabilmek için iç duvarlarını ısıtırken dış duvarını ısıtamamaktır. Ama hep umutludur.
Biraz daha sokakta ilerledikten sonra mis gibi yemek kokuları sizi karşılıyorsa ve ardından ağız dolusu kahkaha dökülüyorsa sokaklara, mutlu olma vakti. O evda sevda nehri umuduyla gürül gürül akıyordur.
Bir kentin en önemli anahtarı ise çocuklarıdır. O kentin çocuklarının umut ettikleri, o kentin kimliğidir.
O kentin çocukları ekmeğe un oluyorsa o kent de ekmeğe un oluyordur. O kentin çocukları güneşin yakıcılığında esmerleşiyorsa o kentin taşları da esmerleşiyordur.
Bir kenti iyi tanımak istiyorsanız o kentin şairlerinin sözcüklerine kulak verin. O sözcükler ki o kentin sokaklarındaki evleri birer birer gezip o kentin çocuklarının yüreğinde hayata "merhaba" der..
İstanbul denilince ilk akla düşen Yahya Kemal Beyatlı'dır. İstanbul'a sevdalı olduğunu şu şekilde dile getirmiştir: "Bir Ankara dönüşü kendisine sorulan; “Üstat, Ankara’nın en çok neyini seviyorsunuz?” sorusuna, “İstanbul’a dönüşünü seviyorum” demiştir.
Konya denilince ilk akla gelen Mevlana'dır. Kendi özüyle yaşadığı kent olan Konya'nın özünü "bir"de buluşturmayı başarmıştır.Mevlana’nın Allah ve insan sevgisini esas alan felsefesi sayesinde Konya barış ve hoşgörünün diyarı olmuştur. Onun, 'Biz bu toprağa sevgiden başka tohum ekmeyiz' şeklindeki sözü de bunu teyit etmektedir.
Adana denilince ilk Çukurova akla düşer. Çukurova denilince de Yaşar Kemal. Çukurova'yı sözcüklerinde bu kadar başarılı anlatabilen bir yürek işçisi var mıdır?
Muğla denilince Halikarnas Balıkçısı'nın deniz kokan mısraları bizi denize sürükler. Denizlere açılma hissi yüreğimizde çoğalır.
Diyarbakır denilince Ahmet Arif'in Diyarbekir Kalesinden Notları, bizi bu kentin dokusuna sürükler. Dicle'de vurulur, umuda sürülürüz..
Bir kentin sokaklarında gezmeyip o kentin insanları hakkında beylik sözler etmek önyargı balonundan başka bir şey değildir. Bir kenti gerçekten tanımak istiyorsanız. Sokaklarında gezecek, çocuklarına sarılacak ve şairlerinin imgelerine düşeceksiniz. Uzaktan uzağa düşüp o kenti biliyormuş gibi yapmayacaksınız. Ya o kentin sokaklarına girmeye cesaretiniz olacak ya da susmasını bileceksiniz.
(Bir kenti tanımadan o kent hakkında yazılmış tüm yazılara savunma içerir.)
BİR KENTİ TANIMAK
- 26-04-2020 14:22
- 4052
BİR KENTİ TANIMAK
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...