BİRAZCIK DEMOKRATİK ANLAYIŞ ALABİLİR MİYİM?

BİRAZCIK DEMOKRATİK ANLAYIŞ ALABİLİR MİYİM?

BİRAZCIK DEMOKRATİK ANLAYIŞ ALABİLİR MİYİM?

Demokrasi demek, “Ben de senin kadar iyiyim” değil, “sen de benim kadar iyisin.” demiş, bizim de yerimize Theodore PARKER.

Zira biz de aslında bunu biliyoruz ama bu özlü sözü söylemek PARKER'e nasip olmuş.

Görmek ile bakmak aynı şey değil azizim.

Biz bakıyoruz, adam görmüş. İşimize geldiği gibi anlıyoruz çoğu şeyi. Demokrasiyi de öyle. Çünkü bizde "Benim düşüncem haricinde başka doğru bir düşünce yoktur." anlayışı hakim.

Kabullenememek gibi bir hastalığımız var da kimse geçmiş olsun demiyor sadece. Herhangi bir konuda, TV'deki tartışma programlarına bakın. Konuşmacılardan biri henüz ağzını açmamışken, diğeri "Hadi ordan yalaka, bölücü, faşist, cahil..." yaftasını yapıştırıyor.

Empatinin, etkin dinleyici olmanın, insana yakışır şekilde davranmanın ne demek olduğunu öylesine uzak bir yere tatile göndermişiz ki geri dönmesin diye tek yönlü biletini kesmişiz. Bu sebeple birbirimizi anlayamıyoruz, birbirimizle anlaşamıyoruz. İnsanlar konuşa konuşa diyen büyüklerimiz öte taraftan sinir küpü olmuşlardır. Halbuki bir problemi çözmenin yolu oldukça basittir.

Problem Çözmenin Aşamaları

*Problemin farkında olma, hissetme, anlama.

*Problemi tanımlama ve sınırlandırma.

*Problemle ilgili veri toplama.

*Olası çözüm yolları önermek, hipotez kurmak.

*Hipotezleri test etme.

*Sonuca ulaşma ve değerlendirme yapma

Gelin görün ki bu aşamalar çoğu zaman menfaatimize ters düştüğü için, maaşını dolarla almayan birinin doların yükselişinin umrunda olmadığı gibi umrumuzda olmaz.

Yahu ülkenin gündemini Tweeter'den takip edeyim diyorum. Her gün gördüğüm manzara abartısız şöyle: İktidar muhalefeti, muhalefet de iktidarı kötülemek için bir tag açmış. Bu şuna benzer; ortada bir yangın var biri yangın senin yüzünden çıktı diyor diğeri de karşı tarafa suçu atıyor. Bu iştahlı suçlamalar devam ederken yangın herşeyi küle çevirmiştir. Aklîselim biri de çıkıp demiyor ki bu sorunu nasıl çözebiliriz. Zira sorunun çözümü toplumun daha müreffeh bir yaşam sürdürmesi demektir. Yazıktır ki bu nahoş tabloyu bize sunanların %40'ı hukuk mezunu milletvekilleri olmasıdır.

Gökkuşağının güzelliği farklı renklerin bir arada ahenkli duruşudur. Bizler ise, tek renkle gökkuşağı olmak için limitleri zorluyoruz.

Hâlbuki birbirimizi anlasak, insan olduğu için karşıt görüştekine değer versek, sınırımızı(haddimizi) bilsek ne trafikte saçma sapan yol verme kavgasından insanlar ölür ne farklı görüşte,farklı renkte, farklı ırkta olduğu için insanlık dışı katliamlar ne evde huzursuzluk ne hastanede darp edilen sağlık çalışanı manzarası vs. olur.

Ben şu ya da bu partinin partizanlığını yapmadım yapmam da. Tek derdim yemek sonrası demini tutmuş kaçak bir çayı yudumlanın verdiği huzur gibi tüm insanlar için huzur ortamı ve birazcık demokratik anlayış.

Sürçü lisan olduysa affola.

Esen kalın.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...