Ve daha bir anlam buluyor hafızamda bir şehri sevmeyi en güzel anlatan Orhan Pamuk’ un sözleri;
“Hayat o kadar berbat olamaz, diye düşünürüm bazen. Ne de olsa, sonunda insan boğaz'da bir yürüyüşe çıkabilir”
Evet.
Evet, hayat o kadar berbat olamaz!
Hele ki bu emsalsiz şehirde yaşıyorken…
Gözyaşlarım damla damla akıp yuvarlakları miras bırakırken sulara; sessiz haykırışlarını dalgalara vuracak olan Hasankeyf sularıyla bezenmiş bu şehirde hayat nasıl berbat olabilir ki?
Hüznümü sulara hapsetmiş olmanın verdiği dinginlikle kalkarım ayağa ve çok değil biraz sonra Batman insanının o içimi ısıtan samimiyetinden minik tebessümler peyda olur dudaklarımda.
Bu şehirde yol aldıkça minik tebessümlerim büyür, büyür.
Kaygısızca giden adımlarım, Yol Hanı’na sürükler bu defa beni.
Çevremdekilerin gülüşmeleri koca bir tarihin tanığı mağaranın duvarlarında kaybolurken bulunduğum andan soyutlanıp tarihe karıştığım lahzadaki o mistik hava işlenir ruhumun en derinlerine.
Mağaralar uzadıkça uzar bu şehirde geçen ömürlere özenircesine.
Malabadi Köprüsü, Memikan Köprüsü dünüm ile bugünümü çözülmez bağlarla bağlarken birbirine Konstantinos Kavafis’in sözleri siniyor tüm hücrelerime.
“Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.”
Ve bir kez daha idrak ediyorum; bu şehir hep arkamdan gelecektir.
Bu şehir hep benimle gelecektir.
Orda mısın?
Duyuyor musun?
Orda mısın?
Mücadele etmeyi, vazgeçmemeyi, yıkılmamayı bu şehirden öğrenmiş bir kızım ben.
Beni ben kılan bu şehir, hep benimle gelecektir!
BU ŞEHİR, HEP BENİMLE GELECEKTİR
- 01-12-2017 20:53
- 3
Şafağın kızıllığı örterken bu şehrin üzerini, Hezo Kalesi’nden gün batımını seyretmenin hazzıyla doluyor içim.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...