BURASI BİR ANAOKULUNDAN ÇOK DAHA FAZLASI

Burası bir anaokulundan çok daha fazlası Başında da çok başarılı bir kadın var

BURASI BİR ANAOKULUNDAN ÇOK DAHA FAZLASI

Yanımda Muhabirimiz Fatih Efe.
Gültepe Mahallesi’nde bulunan
15 Temmuz Şehitleri Anaokulu’na gidiyorum.
Okullar Ağustos sonu açılacak ya,
Okul ziyaretlerinin startını vereyim istiyorum.
Yemyeşil bir bahçeden geçip,
Okul müdürünün odasına yöneliyorum.
Okulun başında bir kadının durduğu belli,
Çünkü tiril tiril parlıyor köşe bucak.
Süslü püslü duvarlar, 
Rengârenk kapı duvarlar…
Şeker pembesi bir odaya giriyorum.
Okul Müdürü Esra Özdemir,
Yüzünde güller açmış, bizi bekliyor.
İlk anda hissettiriyor samimiyetini.
Tanışıyoruz ilkin.
Sonra koyu bir sohbet…
Kahvemizi pişirip, meyve tabağı hazırlayan Melek Hanım.
Müdür Yardımcısı Ali Çolak,
Okulun emektarı Kasım Akbaş ve 
Görevli memuru Hasan ile tanışıyoruz sonra.
Hepsi de öyle ilgili ve mütevazı…

ESRA HANIM, DENEYİMLİ BİR İDARECİ

2006 yılında Konya Selçuk Üniversitesinde Çocuk Gelişimi Bölümünden mezun olmuş Esra Hanım. Kültür İlkokulu, Kız Meslek Lisesi ve Kardelen Anaokulu’nda toplamda 3 yıl öğretmenlik yapmış. Sonra Gültepe Anaokulu ve Çamlıtepe Anaokulunda müdür yardımcılığı ve Tomurcuk Anaokulunda okul müdürlüğü yapmış. 2016 senesinden bu yana 15 Temmuz Şehitleri Anaokulu Müdürlüğü derken, idarecilik hayatında 10 yıllık tecrübe edinmiş.

BATMAN’IN EN KALABALIK  ANAOKULU

2016 senesinde FETÖ’den alınarak, devlet okuluna dönüştürülmüş burası. Kurucu müdür olarak gelmiş buraya Esra Hanım. Okulun inşaat günlerinde de burada bulunmuş. Duvarları yıkılıp yeniden şekillendirilmiş. Şu anda 5. senesi okulun. Geçen sene 298 öğrenci okutulmuş burada. 17 öğretmen görev yapıyormuş. Bu rakamlarla, Batman’da devlet anaokulları içerisinde en kalabalık okulmuş burası…

ÖĞRENCİ SAYISI 300’DE KALSIN

Okulun Kurucu Müdürü Esra Özdemir, okulun fiziki yapısı 400 öğrenci almaya müsait olsa da bu sayıyı 300’de tutup eğitim-öğretimin kalitesini yükseltmeyi tercih ettiklerini söylerken “Geçen yıl 298 öğrencimiz vardı. Okulun fiziki yapısı 400 öğrenciye de uygun. Ancak öğrenci sayımızı arttırmaktansa, sayıyı az tutup, verdiğimiz eğitimin kalitesini yüksek tutmayı tercih ediyorum. Bazı sınıflarımızı kulübe dönüştürdük. Onları sınıfa dönüştürüp daha fazla öğrenci alabiliriz ama bu kez stem kulübümüz, müzik kulübümüz olmayacak mesela”

İÇ TASARIM BİR HARİKA

Esra Hanımla, okulu geziyoruz. Kapı girişinde renkli çizgiler. Hangi odaya gitmek istiyorsan o renkte çizgiyi takip ediyorsun. Esra Hanım, Avrupa’daki okullardan uyarlamış bunu Batman’a. Çok da güzel olmuş. Koridor, duvara çizilen ev figürleri ve kurulan banklarla cadde görüntüsü almış. Okulun öncesi ve sonrasına ait fotoğraflar da duvarlarda sergilenmiş.

ATÖLYELERİ GEZİYORUZ

Stem laboratuarına giriyoruz ilkin. Duvarda miniklerin eserleri… Atıklar, plastikler, robotlara dönüşmüş adeta. Anasınıfı düzeyinde robotik kodlama setini açıyor Esra Hanım. Miniklerin burada zekâlarının nasıl geliştirildiğini görüyoruz. Satranç odasında dev filler, şahlar, matlar… Çocuklar bunlarla hem eğleniyor hem satranç oynayarak düşünme kabiliyetlerini geliştiriyor belli ki. Ses yalıtımı yapılmış müzik kulübünde piyano ve bağlamalar. İngilizce Kulübü ve Çocuk Kütüphanesinin iç tasarımı harika. Üst üste ince uzun koltuklar, stadı andırıyor. Duvarda odacıklar oluşturulmuş. Kocaman halı kitapları, içinden ev ve araba çıkan sürpriz kitaplar… Anaokulu bazında Güneydoğu’da bulunan ilk ve tek çocuk kütüphanesiymiş burası. Okul Müdürü Esra Hanım, kulüplerin önemini anlatırken “Çocuklarımız bizi bile şaşırtıyor. Çok kısa sürede jimnastikten, piyanodan bu kadar verim alacağımızı düşünmemiştik. Okulun kültür merkezinde düzenlenen gösterisinde adeta büyülendik. Jimnastik gösterisi yapan, piyano çalıp uzun hava söyleyen öğrencilerimiz oldu. 4 yaşında bu çocuklar ve gerçekten inanılmazlar” diyor.

HALI SAHA VE JİMNASTİK SALONU VAR

Okulun miniklere göre bir halı sahası var. Bir de yeşil yapay çim halının serili olduğu çok amaçlı bir salonu. Burada jimnastik yapıyormuş öğrenciler, toplantılar da burada…

AİLE EĞİTİMLERİNİ TAKDİR ETTİM

Okulun aile eğitimlerini anlatan Esra Hanım “Annelerle haftada 1 gün yan yana geliyoruz. Çok güzel sohbetler ediyoruz. O kadar sıcak ve samimi bir ortam oluyor ki inanın anneler, bitmesini istemiyor. Alpay Hocamız da babalarla aynı eğitimi düzenliyor. Burada amaç hem okulumuzun öğretmenleriyle velilerini kaynaştırmak hem çocuklarımızın başarısı için neler yapılabileceğini konuşmak. Çok güzel geri dönüşleri oluyor bir toplantıların” diyor.

HOBİ BAHÇESİNİ MUTLAKA GÖRMELİSİNİZ

Okulun bahçesine oyun grupları yerleştirilmiş. Çocuklar parkta zaman geçirir gibi eğleniyor burada. Hemen yanı başında bir hobi bahçesi… Muhteşem… Biberler, domates ve salatalıklar yetiştirilmiş. Çocuklara doğacı, çevreci bir kimlik kazandırılması için önemsedim burayı.

BİR DE PAMUK’U VAR BU OKULUN

Pamuk’la tanışıyoruz. Bu okulda eğitim gören miniklerin, patili dostu. Henüz bebekken gelmiş bu okula. Şimdi büyümüş. Tam da bu okulda okuyan minikler gibi oyun meraklısı olmuş.

BAŞARI, EKİP İŞİ

Esra Hanım “Çay demleyen Melek Hanımı, kayıt alırken görebilirsiniz. Beni bahçeyi sularken, öğretmenlerimizi temizlik yaparken… Bunlar önemli şeyler” sözleriyle başarının, ekip işi olduğuna vurgu yapıyor.

GÜVENLİ BİR ANAOKULU, KAPILAR ŞİFRELİ
Anaokulunun dersliklerini gezdik biraz da. En beğendiğim yanı, kapıların şifreli olması. Dışarıdan gelip çat kapı sınıfa girmek yok öyle. Okul Müdürü ya da Okul Yöneticilerinden birin elini okutmasıyla dersliğe girilebiliyor ancak.

SEVMEDEN YAPILACAK BİR MESLEK DEĞİL

Okul ziyaretimizi, bahçede içtiğimiz çayla sonlandırırken, Esra Hanımın sözlerini de not düşmeden geçemiyorum. “Bu sevilmeden yapılacak, sadece para için yapılacak bir meslek değil. Emek harcadığınızda geri dönüşü o kadar hızlı oluyor ki mutlu ediyor insanı. Başka mutluluk aramıyorsunuz. 4 ve 5 yaş, insanın bütün hayatını etkiliyor. Belki evlilik hayatını bile… Çocuğun yapısını oluşturuyor bu yaş. Çocuklarımız şimdi elinde telefon, dünyayla bağlantılarını koparmış vaziyette. Soru soruyorsunuz ama sizi muhatap almıyor, tenezzül edip cevap vermiyor mesela. Oysa bizim çocukluğumuz böyle geçmedi. İnsanların bize soru sorması, bizi önemsemesi, hoşumuza giderdi, değerli hissederdik. Şu anda inanılmaz doyumsuz bir nesil var. Çok büyük bir tehlike aslında. Çocuklarla ilgili konuşulması, üzerinde durulması gereken çok fazla konu var”

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...