Türkiye, son 23 yılın en büyük depremini yaşadı ve yaşamaya devam ediyor.
Aslında uzmanlar, Elazığ depreminden beri defalarca kez söyledi,
”Bu hat yakın zamanda kırılacak.”diye.
Fakat görüyoruz ki,
Kimse bu durumu dikkate almamış ve zararı, yine o masum insanlar görmüş.
Çok uzun zamanadır Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu, sürekli olarak tedbirli davranmamız gerektiği söylüyordu uzmanlar ama kimin umurunda.
Binaları “Dayanıklı, yaşanabilir, güvenli” bir şekilde yapma sorumluluğunu yerine getirmeyen, üç kuruş fazla kazanma uğruna insanların hayatını hiçe sayanların Müteahhitlere sesleniyorum;
Allah belanızı versin.
Tabi bunun yanında güvenli ev almayanların, biraz ucuz diye ev alanlar,
”Deprem bize gelmez, bize bi şey olmaz” düşüncesine hakim olan insanlarda yuh olsun.
Bizim psikolojimiz bozulmuşken, Depremi yaşayanların ne durumda olduklarını hayal bile edemiyorum.
***
Depremin ardından internette gezinirken bir haber gördüm.
Haberde: Japonyada 7,3’lük Depremde sadece 4 kişinin öldüğü yazıyordu.
Evet, 4000 değil 400 değil sadece 4 kişi ve ölmüş ve ölenlerde panikatağı olan ve kendini aşağı atan insanlardan oluştuğu yazıyordu.
Bizim 7.7’lik depremle aralarındaki fark 0,3 ve ölü farkı dağlar kadar…
Bence bu haber, insanları depremin değil de, az önce bahsettiğim üç kuruş fazla kazanma uğruna insanların hayatını hiçe sayan inşaatçıların suçudur.
Valla ne yazsam içimdeki öfken kin ve nefret geçmez.
***
Ama deprem bölgesine sivil vatandaşların, STK’ların yaptıkları yardımları ve gönüllü kişilerin sorumluluk bilinci ile hareket etmesi beni umutlandırdı.
İylik bulaşıcıdır.
İyi insanların olması ilerisi için benim umutlarımı arttırdı.
Değerli Sonsöz Gazetesi okurları yazıma son verirken dört teşekkür, birde kınayacağım kişi var.
Birinci teşekkürüm Yunanistanlılara, enkaz altında kalan bir çocuğu kurtarırken Yunan ekibindeki görevlinin ağlaması ve Yunan televizyonunun programa başlarken Kazım Koyuncu’nun ‘ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim’ şarkısı ile yayını açması beni duygulandırdı,
“Hain bir dostun olacağına delikanlı bir düşmanın olsun.”
Teşekkürler Yunanistan…
***
İkinci teşekkürüm ise Hatayspor teknik direktörü Volkan Demirel’e.
Yaptığı sosyal medya paylaşımında yardım çağrısı yaparken ağlaması beni çok duygulandırdı.
Teşekkürler Volkan Demirel.
***
Üçüncü Teşekkürüm ise Sanatçı AHPAP kurucusu Haluk Levent’e.
Deprem bölgesinde yaptığı çalışmalar ve paylaşımlar ve en duygulu anı.
Kendisinin bir kepçe, dozer kurtarıcı makine olma isteği.
Duygulanmamak elde değil.
Teşekkürler Haluk Levent.
***
Son teşekkürüm ise okyanusta bir damla olsun diye yardım eden tüm vatandaşlara duyarlı insanlara.
İyi ki varsınız,
İyi ki insanlığımızdan bir şey kaybetmeyenlere,
Binlerce teşekkürler.
Allah onların yar ve yardımcıları olsun…
Kınama ise CNN tv tarafsız bölge sunucusu gazeteci Ahmet Hakan’a
Ahmet Hakanın programda yaptığı konuşmada, “Olumsuzluklar az aslında, sadece can sıkıcı oldukları için bize fazla geliyor. Olumlu taraflarımız daha fazla. Genel hava bu yönde, diğer söylenenler hava civa, aldırış etmeyin.”
Ey, Ahmet Hakan sana söyleyecek söz bulamıyorum.
İstanbulda sırmalı konaklarda boğaza karşı yediğin yemekle bu yorumu yapmazsın.
Gel deprem bölgesine ve kendi gözünle gör, veya bir gece dışarıda kal o soğukta.