Dikkat! hafıza geçici olarak silinebiliyor

Kişilik bozukluklarında çocukluk çağı travmaları çok önemli.

Dikkat! hafıza geçici olarak silinebiliyor

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beynin yüzleşilemeyecek kadar ağır olan travmayla baş edebilmesi için onu hastalık formuna soktuğunu söylüyor. Beynin bunu yapmaması halinde şizofrenik dağılma olacağını kaydeden Tarhan, genetik yatkınlığın travmayla birleşmesi halinde kişilik bozukluğu gelişebileceğine dikkat çekiyor. İlaç ve psikoterapi tedavilerinin yanında, meta bilişsel tedavi denilen ve travmanın yönetilebilmesini sağlayan yöntemlerin olduğunu kaydeden Tarhan, hafızanın geçici olarak silinebildiğini belirtiyor. Öte yandan Tarhan, ‘Cin musallat oldu’ kavramının da dissosiyatif bozukluğun kültürel versiyonu, kültüre özgü bir sendrom olduğunu belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çoklu kişilik bozukluğunun nedenleri, tetikleyicileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Kişilik bozukluklarında çocukluk çağı travmalarının çok önemli olduğuna dikkat çeken Tarhan, “Kişi çocukluk çağında bir travma yaşıyor. Bu çözülemeyecek, yüzleşip konuşulamayacak bir travma. Beyin o travmayı daha kabul edilebilir bir savunmayla böyle bir hastalık formuna sokuyor. Beyin bunu otomatik yapıyor. Eğer bunu yapmazsa şizofrenik dağılma olacak. Kendi kendine konuşan, hayal kuran bir beyin bölgesi oluşacak. Tamamen izole olup gerçeklerden kopacak. Çoklu kişilik bozukluğu şizofreni gibi değil. Kişi bu durumu devamlı değil, zaman zaman yaşıyor.” şeklinde konuştu.

“Stres altında beyin serotonin dağıtımı yapamıyor”

Özellikle sağlıklı hayat sürerken stres altına giren kişilerin beyinlerinde serotonin ihtiyacının arttığını dile getiren Tarhan, “Serotonin beyinde belli bir oranda bulunuyor. Bazı kişilerde de beyinde serotonin taşıyıcı gen var. Yani orada genetik yüklülük var. Stres altında beyin serotoninlerin dağıtımını yapamıyor. Yapamayınca çözülmemiş olan çocukluk çağındaki o travma tekrar canlanıyor. Kişi o travmayı yaşamaya başlıyor. Beyindeki serotoninler tekrar eski haline geldiği zaman, kişi bu durumdan ancak çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

 “ ‘CİN MUSALLAT OLDU’ KÜLTÜREL BİR SENDROM…”

Kültürümüzde ‘cin musallat oldu’ kavramının dissosiyatif bozukluğun kültürel versiyonu olduğuna değinen Tarhan, “Ancak bu durum dissosiyatif tanısı almıyor. Kültürel bir öğreti olduğu için kültüre özgü sendrom olarak adlandırılıyor. Bu kişiler de tabii sağlıklı değil ama onlarda bilinç yerinde. Kültürel olarak inandıkları için rahatlıkla yönlendirilebiliyorlar. Mesela reenkarnasyon vakaları çok çıkıyor. Çıkmasının sebebi de o bölgede kültürel olarak öğreti var. Kişi, çocukluk yıllarında bir şeyler yaşıyor, sonra unutuyor ama ileri yaşta bir şeyler anlatmaya başlıyor.” dedi.

Konuyla ilgili literatüre giren bir vakadan da bahseden Tarhan, “Bir kişi kafa travması geçiriyor ve yoğun bakıma yatıyor. Yoğun bakımda İtalyanca bir şeyler konuşuyor kendi kendine. Yoğun bakım uzmanı da merakla kaydediyor konuşmaları. Kişi yoğun bakımdan çıkıp iyileştiğinde ona konuşmaları dinletiyorlar. ‘Ben İtalyanca bilmiyorum ki’ diyor. Peki, nasıl oldu? Bu olay hemen reenkarnasyon diye yorumlanıyor. Araştırıldığında ise 2-3 yaşlarındayken İtalyan kökenli bir bakıcısının olduğu ortaya çıkıyor. 0-3 yaş arası olduğu için hatırlamıyor ama beyin onu kaydetmiş. Travmayla birlikte de onlar ortaya çıkmış. Beynin çoğundaki öğrenmenin kontrolü kalktığı için ilk öğrenmeleri ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.

HAFIZA GEÇİCİ OLARAK SİLİNİYOR…

Hastalığın sosyal hayatı bozduğunu ve ileri durumlarda hastanın yatırılması gerektiğini söyleyen Tarhan, “Belleği silen elektriksel tedavilerle hafıza geçici olarak siliniyor. Kişi gerekli şeyleri hatırlıyor, gereksizler uzak belleğe gönderiliyor. Bir de klinik hipnoz tekniği var. Bunun için kişinin önce uzmana güvenmesi lazım. Güvenirse kendini bırakır, dikkatini verir vücut bir pencere açar ve uzman, beyninde dolaşır. Hipnoz denilen bilinçli uykudur veya bilinci açıktır ama kontrolü başkasına bırakmıştır. Beynimizde duygusal bir radar var, beynin hangi bölgesine giderse o bölgelerdeki bilgileri kullanıyor. Uzman, kişinin geçmişini biliyorsa, o geçmişe göre travmalarını buluyor. Onun için artık tehdit ve tehlike olmadığını söylüyor. Bunun bir çaresi, çözümü olduğu gibi pozitif pekiştirmeler yaparak korkularını gideriyor. Birkaç seanslık telkin çalışmasıyla kişi iyileşebiliyor. Ancak kişinin tedaviye tam teslim olması lazım. Hipnoz telkine açık kişilerde çok işe yarıyor. Polis ve asker gibi komut almaya alışkın kişiler telkine açık oldukları için kolay hipnoza girerler. Ancak her şeyi sorgulayan, bilimsel kimliği olan birini kolay kolay sokamazsınız hipnoza.” diye konuştu. (Haber Merkezi)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...