GERÇEĞİ ARIYORUM

Coşkulu bir çığlık sesiyle uyandı.

GERÇEĞİ ARIYORUM

Coşkulu bir çığlık sesiyle uyandı. 
Uyandığından pek emin değildi.  
Rüyada mı yoksa gerçekleşmesini çok istediği hayalinin içinde miydi bir türlü anlam veremiyordu.  Belki de hayalinin henüz gerçekleşmediği bir gerçeğin içindeydi. 
İşte bu onun için en dayanılmaz olandı. 
Bilinmezlik girdabının içinde hapsolamazdı. 
Bir an önce bunu ayırt etmeliydi. 
Eğer bu gerçekse bunu en güzel şekilde yaşamanın bir yolunu bulmalı, yok bu bir rüya ise bu rüyayı sonlandırmamalıydı. Ya hayalse, hâlâ hayal olarak duruyorsa avuç içlerinde ne yapmalıydı,  ne demeliydi bilmiyordu...
Üstündeki bilinmezliğe bir süre ara verip gerçeği aramaya çıktı. Durdu. 
Gökyüzündeki kuşlara baktı. Burada gerçeği bulmak için bir sebep yok dedi.  
Döndü yeryüzüne ve insanlara içinden hangisi gerçekten kendi gerçeğiyle yaşıyor diye düşündü. 
Kendi kendine; "Kendi gerçeğiyle yaşamayan insanlar bana nasıl gerçeği gösterebilir?" dedi. İçinde bulunduğu bilinmezlik onu karamsarlığa sürüklüyordu. Bu da gerçekle yüzleşmesinden onu alıkoyuyordu. 
Oturdu bir bankta ve derin derin düşüncelere daldı. 
"Gerçek kavramı neydi insanlar için acaba?" diye kendine soruyor ve cevabını kendinde arıyordu. 
Tam o sırada birinin nefesini hissetti. 
Hava güneşliydi o yüzden yanı başında duran kişinin gölgesini fark etmek güç değildi. Başını kaldırmasına fırsat kalmadan aynı banka oturdu…
Gerçeği belki de bu adamda görürüm diye düşündü. Adama dönüp baktı. 
Elini uzattı 'Merhaba' diyecekti. Adam ona bakıyor ama elini sıkmıyordu. 
Yanında oturan adam görmüyordu ve bunu geç anlamıştı. 
Düşündü,belki de gerçek gözle görülecek bir şey değildir. 
Yanındaki adam görmüyordu ama mutlu görünüyordu. 
Hayalinin mutluluğunu tatmak için belki de gözlerin olmaması gerekirdi. 
Gözlerini kapatıp "Gerçek nedir?" diye söylenip durdu. 
"Gerçeği görmek için illa görmek yada duymak gerekmiyor. 
Bütün kalbinle hissettiğin her neyse gerçek odur. 
Gerçek kalbinle hissettiğindir." dedi kör adam. Bu cümle içine oturmuştu. 
Gözlerini bir türlü açmak istemiyordu. 
İçinde anlam veremediği bir hüzün dağılmıştı. 
Neden böyle hissettiğini anlamadan gözlerini açtığında yatağında, güneş görmeyen odasındaydı. Her şey bir rüyadan ibaretti, ama içindeki hüzün hala duruyordu. 
Dudaklarından sadece bu cümle döküldü: "Gerçek kalbinle hissettiğindir."  

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...