Mitolojinin Post  Narcissus'u

Suda ki yansımasına aşık olmanın toplumsal izdüşümü.

Mitolojinin Post  Narcissus'u

Yazan: Tahir Yaşar


Bugün etrafını tümüyle aynalarla çevirmiş yeni bir narcissus görünmektedir. Gözleri sadece kendi yansımasını görmek ve bulmak için kullanan ve heryerde klonlanmış bir tür. Cadde boyunca camlarda ki yansımasına bakan, yansıtma özelliği bulunan tüm nesnelerde kendisini arayan bir bakışla kendisini kendisiyle çepeçevre sarmış bir homo'cuk. Yeni tür narsizmde  her yerde kendi yansımasını görmesi mümkündür. *Zira suyla başlayan narsist  serüven aynalarla devam edip bugünlerde ise ekranlar ve optik kameraların hizmetiyle kaldığı yerden devam ediyor.* *Zaman sadece yansıma çeşitlerini değil ben kişisine olan fiziksel mesafeyi de daraltmıştır, böylece kişinin bakışı optimal bir şekilde kendisine yönelmiştir*. Hatta güvenlik kameralarını gösteren aygıtlarda bile kendisini aramaya çalışan ve kendisini görünce sevinen bile var. Bu ekranlar ve kameralar bi tür yeni tarz kültür biçimlendiricisi rolü görmekte. Birey daha fazla kendisini görüp kendi varlığını böylece ilan etmekte. Yani artık görünüyorum öyleyse varım.

 Sudaki yansımasıyla başlayan narcissus'un hikayesi bugün post mitsel bir figür olarak toplumdaki izdüşümünü patolojik bir vaka olarak görebilmekteyiz. Toplumun ekserisi bu durumu böyle yapıyorsa bu durum olağan mı oluyor? Oysa narsizm bir rahatsızlık olarak literatüre girmişti. Eğer halen  kendine çevrilmiş ve hayranlık uyandıran bakış hastalıksa tüm toplumda hastalıklı mıdır?  Oysa Burada  gerçeklik narcissus'u dışlar. Daha doğru bir ifadeyle yaratılmış olan kimlik gerçek kimlikle çatışıktır ve birbirlerini durmadan dışlarlar.

Ekranlar ve yüksek çözünürlüklü kameralar narsistin kendisine olan hayranlığını artırırken bireyin kendi yüzeyselliğinde boğulmasına neden oluyor. Yüzeyde ki görüntüsüne aşık olan narcissus'un  kendi derinliğiyle ilgisi yoktur. Çünkü onun tek ihtiyacı olan şey yüzeydir/ yüzeyselliğidir. Bugün medyada kendini görünür kılarak kendine dönüp, kendi yansımasına tıpkı narcissus gibi bakabilmek için hasbelkader bir bakış yeterli değildir. Çünkü Artık o yansımayı sürekli canlı tutmak için yüksek bir enerjiyle çalışma ihtiyacı hissetmektedir.  Sürekli kendini izleyen ve kendi kendini tekrar etmekten başka bir şey yapmayacaktır. Çünkü tek arzusu yüzeyde kalabilmek ve vitrinde kendini teşhir edebilmektir.

 

Narcissus artık selfieler ile kendini varetmeye çalışır. Selfieler ile sürekli kendi yansımasını yeniden üretmeye çalışır narcissus.  Ayrıca Varlığını yaşam içerisinde var etme mücadelesi olarak görür bunu ve bu motivasyonla çalışır. Zaten sözleri dizerkende ben diye başlar tüm cümlesine. O artık ben'siz yapamaz. Aynalarla gelişen narsizm hep bana derken bugünün kamera ve ekranlarla gelişen narsisti hep ben diyor.  Öteki ve ötekisine bakmak ona zor gelir. Ona tahammülü de asgarileşmiştir. Narcissus suda yansıyan görüntüsüne aşık olmuşlukla beraber aynı zamanda oradan ayrılamayan demektir. Yani aynı zamanda kendisini gördüğü yere bağlanmış ve oraya mıhlanmış olandır. Sosyal medya bağımlılığı,kendimize olan bağlılığımız/ bağımlılığımız olabilir mi aslında , Kendimize, kendi benimize mıhlanmışlık olabilir mi ?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...